Şah & Sultan - İskender Pala - Kitap Yorumu

Saturday, March 05, 2016

Kitap Osmanlı İmparatoru Yavuz Sultan Selim ve Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail arasında geçenleri ele alıyor. Çaldıran Savası üzerine kurulu olan hikaye aynı zaman da iki hükümdarın birbirlerinin topraklarını ele geçirmeye çalışmalarını mükemmel bir kurguyla anlatıyor.

Roman Kamber Can adındaki küçük bir çocuk tarafından anlatılmaya başlamıştır. Kamber Can Çocukluğunu Babaydar adındaki yaşlı bir adamın yanın da geçirmiş ve kimsesi olmayan bir çocuktur. Bir gün Şah İsmail'in askerleri tarafından alınıp saraya getirilir. Kamber Can ve Babaydar arasındaki son konuşma '' Sevgiyi ara babacım.'' sözleridir. Hayatının sonuna kadar Babaydar'ın bu sözlerini düşünerek ve ne demeye çalıştığını anlamaya çalışarak geçecektir günleri. Kamber Can'ın  Sah İsmail'in hanımlarının her koşulda yanlarında olması saraydaki görevi olacaktır. 

Şah İsmail bu dönem de Sunni olan Müslümanları mezheplerini değiştirmedikleri için evlerinden sürgün etmekte, kaynar yağ kazanlarında yakmakta, devletinin sınırları için de yasayan herkesin Kızılbaş olması için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Şah İsmail bununla da yetinmemiş ona yanlış yaptığını söyleyen annesini dahi öldürtmüştür. 
Şah İsmail her geçen gün güçlenmiş, hiç bir savaşta yenilmemiş, etrafındaki her keze korku salmış, halk her an korkuyla yaşamaya başlamıştır.

Şah İsmail'in eşi Gülizar Begüm ise şahı çok sevip ona çok saygı duymakta ve ona Tahmas adında bir erkek çocuk vererek görevini tamamlamıştır ancak Şah İsmail katliamlarına devam ederken saraya getirilen Taçlı Hatun'un kusursuz güzelliğine aşık olmuş ve onun la hemen evlenmiştir. Ancak Taçlı Ömer isminde birine aşıktır ve bu aşk Şah İsmail arasın da kalkmasını beklediği bir kılıç olarak kalacaktır.
Kamber Can ise Taçlı Hatun'un en yakın dostu, hizmetkarı, hiç yanın dan ayırmadığı sırdaşı olmuştur.

O dönemde Şehzade olan Selim de babasının yönetimini beğenmemekte, Şah İsmail'in yönetimine ses çıkartmamasını kabullenememektedir.Her geçen gün artan öfkesine yenik düşmüş ve babasının tahtını elinden almış kardeşlerini ve babası Beyazıt'ı öldürttüğü düşünülmektir. Ancak babasının bedduasının bir gün gerçek olacağını hiç düşünmemiştir.

Sultan Selim'in Şah İsmail'in sarayına kadar gidip kendisini derviş olarak tanıtıp kendisiyle satranç oynadığı aynı zaman da saray ve Şah İsmail hakkında bilgi topladığı bölüm beni en etkileyen bölümlerden birisiydi.
Hikayedeki diğer iki karakter de ikiz olan Hasan ve Hüseyin romandaki en etkileyici hikayelerden onların hikayesi bana göre Hüseyin, Sultan Selim'in yanın da yer alırken Hasan,Şah İsmail'in yanındaydı. Yıllar önce bu seçimi yapan iki kardeş Çıldıran Savaşı'nda karşılaştılar ve Hüseyin kardeşi Hasan'ı savaşta o olduğunu bilmeden öldürdü. Ona olan sevgisinden kardeşinin yerini alarak Şah İsmail'in yanında hiç kimsenin haberi olmadan yaşamaya başladı. Aynı zaman da roman anlatıcılarından birisi olan Hüseyin, Şah İsmail'in yanına geçmesiyle olayları Şah İsmail açısından anlatmaya başlıyor. Aynı şekilde roman anlatıcılarından olan Kamber Can 'da savaş sırasında Selim'in yanına geçmesi olayları onun açısından anlatmaya başlamasıyla. Aynı kişiler Şah ve Sultan'ı eşit şekilde yorumluyorlar.

Kapıya dayanan savaşta Şah İsmail ile Sultan Selim arasında olan sadece meydan savaşı değil her konuda açılan bir savaştı. Birbirlerine gönderdikleri edebi açıdan yüksek mektuplar ve şiirlere de kitapta yer verilmişti ancak bu mektuplaşmalar öfke ve kin doluydu ayrıca birbirlerini aşağılayıcı hediyelerle gidiyordu bu mektuplar ve şiirler. Aynı zaman da roman da bir inci küpe hikayesi var ki ancak bu kadar iyi kurgulanabilirdi.

Sultan Selim'in çok güçlü top ve tüfeklerle saldırdığı savaşta savaşı kazanan Sultan Selim olacaktı. Ona kalan ganimetler arasında kuşkusuz en önemlisi ise Taçlı Hatun olacak, ancak gururuna yenik düşüp asla sevgisini gösteremediği Taçlı Hatun sonuç olarak ne Şahın ne de Sultanın olamadan ölecektir. Üstelik yıllardır aradığı Ömer'ide bulamayacaktır. Şah Taçlının aşkından, Sultan ise babasının bedduasından ölüp gitmiştir.

Son olarak roman hakkında bir çok olumsuz yorum da yapılmıştı zamanında. Romanın tarih açısından yanlış bilgiler verdiği söyleniyor. Bu eleştirilerin de bir çoğunu okudum ancak ben yine de İskender Pala'nın bu romanını çok beğenerek okudum.Kapı yayınları tarafından 390 sayfa olarak çıkartılan bu romanı umarım sizde beğenirsiniz.

İskender Pala'nın Efsane adlı romanına daha önce blogumda yer vermiştim. Buradan ulaşabilirsiniz.
Bir önceki kitap tanıtımım Tanrının Unutulan Çocukları kitap yorumuma da buradan ulaşabilirsiniz.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

19 comments

  1. Bu kitabı yazın bende okuyacağım :) Çok teşekkürler :)

    ReplyDelete
  2. bana okumayı sevdiren nadir romanlardandır.Tarihi olarak bazı yanıltıcı bilgiler olsa da kurgu olduğu unutulmamalı bu noktada.Mutlaka okunmalı..paylaşım için teşekkürler...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kurgu olduğu unutulmadan okunmalı kesinlikle :) Yorumun için teşekkür ederim :)

      Delete
  3. Roman havasinda yazilan tarihi kitaplari çok severim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bende öyle :) Okumadıysan kesinlikle beğeneceğini düşünüyorum ozaman :)

      Delete
  4. İskender Pala her şeyden önce öğreten bir yazar benim gözümde. Ama kitabını okuyacaksan kesinlikle kendini vereceksin... Eminim bu da öyle bir kitaptır.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesinlikle haklısın. Bu romanı da öyle. İskender Pala'nın ağır bir dili var kendini vererek okunmalı :)

      Delete
  5. Iskender Pala cok tartismali bir yazar, kendisinin seveni de sevmeyeni de cok. Ben Pala ile bu romanla tanistim ve tarihi kurgu seven biri olarak yazari sevenler tarafina gectim. Ikinci olarak da Mihmandar`i okudum. Efsane de listemde okunmayi bekliyor :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Efsane de çok güzel en kısa zaman da okumalısın bence :) Haklısın kendisini seveni de sevmeyeni de çok ama ben de sevenler tarafındayım :)

      Delete
  6. Ben bu tur kitaplari biraz da tarihi gercekciligi bir kenara birakarak okuyorum, yoksa kurguya kendimi veremem.. İskender Pala'yi seviyorum, dili biraz sanatli ama yazarin kalemini guzel yapan da o zaten :D Bu romani lisedeyken okumus ve cok begenmistim. Katre-i Matem kitabini da siddetle tavsiye ederim :')

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yorumun için teşekkür ederim :) Tavsiyene uyucam ve en kısa zaman da okucam :)

      Delete
  7. tarihsel roman hiç hoşlanmıyom ben yaaa çok sıkılıyoom. bu yazarı da hiç okumadım bakalım daha. okurum bi gün işallah :) sen güzel yazıyon amaaa tarihsel yazmıyoon seni okumak keyifli oluyooo :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yayınımı beğenmene sevindim :) Tarihsel roman dan hoşlanmıyorsan okuma bence de çünkü kesinlikle sıkılırsın :) Yorumun için teşekkür ederim..

      Delete
  8. Blog keşif etkinliğinden geliyorum. Blogunuz çok işime yarayacak :) sevgiler..

    ReplyDelete
  9. Blog keşif etkinliğinden geliyorum. Blogunuz çok işime yarayacak :) sevgiler..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim :) Bende ziyaret edeceğim hemen :)

      Delete
  10. Yazarın hiçbir kitabını okumadım ne yazık ki ama yakın çevrem bana bu eserle başlamamı önerdi hep :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bence kesinlikle okunması gereken yazarlardan biri :)

      Delete

Facebook

Subscribe