Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali - Kitap Yorumu
Monday, October 26, 2015
YAZAR: Sabahattin Ali
YAYINEVİ:Yapı Kredi Yayınları
SAFA SAYISI:222
Sabahattin Ali nin ilk romanı Kürk Mantolu Madonna idi. Daha öncede Kürk Mantolu Madonna ile ilgili yorumumu blogumda paylaşmıştım.
1937 yılında yayınlanmış ve Türk roman tarihinin kilometre taşları arasında yer almaktadır. Bunca yıl içinde bir çok romanın tarihe karıştığını düşünürsek Sabahattin Ali bu romandaki başarısını ve kitaplarını bir çok defa ispatlamıştır zaten.
Kuyucaklı Yusuf da yalın bir dil kullanılmış. Sizi yoran bir karmaşıklık yok. Kelimelerin basit ve cümlelerin kısa olmasını seveceğinizi düşünüyorum.
Sabahattin Ali bu romanında iyiliği köylülükle, kötülüğü kentlilikle temsil etmiş. Ayrıca o günlerin aile yapısını ve toplumsal yapıyı çok net gösteriyor size. Devletin asıl sahipleri olan zenginlerin askerle, kaymakamla kirli ilişkileri, halkın nasıl çaresiz bırakıldığını da gözler önüne seriyor.
Romanın konusuna gelirsek 1903 yılında eşkıyalar tarafından basılan Kuyucak köyünde annesi ve babası öldürülen 9 yaşındaki Yusuf un hikayesini anlatıyor.Ailesinin ölümü üzerine teftiş için köye gelen kaymakam ve yardımcıları iki kişinin öldürüldüğü evde bir çocuk bulurlar. Kaymakam Yusuf un soğuk tavrına hayran kalır ve onu evlat edinmeye karar verir. Yusuf içine kapanık bir çocuktur. Kaymakamın eşi Şahinde'nin onu istemeyen tavırları bile umrunda olmamış. Bu ailenin tek çocuğu olan Muazzez ise tam tersine Yusuf için çok değer verdiği biri haline gelmiştir.
Yusuf imkansızlıkların mecbur bıraktığı hayatın kendisine ait olmadığının farkında olmasına rağmen ne yapmasını gerektiğini, nasıl yaşaması gerektiğini bilmediği için sadece yaşayıp gitmektedir.Elinde olmayan sebeplerle bu hayatı yaşıyor ancak buraya ait hissetmiyordur kendisini.
Zaman geçtikçe Yusuf ve Muazzez arasındaki ilişki abi kardeş ilişkisinden daha farklı bir hal almaya başlamıştır. Muazzezi istemeye gelmeleri iki sininde birbirlerine olan duygularını itiraf etmelerine neden olmuştur.
Bir çok kitapta aşkın en güzelini okuyoruz. Ancak Kuyucaklı Yusuf da ise çok tutkulu bir aşk hikayesi olmasa da gerçekçi bir aşk hikayesiyle karşımıza çıkıyor. Aslında romandaki bütün karakterler çok gerçekçi idi. Yusufun okulu yarım bırakıp, hiç bir işe yaramadan ortalarda dolaşması, Muazzezin çok masum bir karakter olmasına rağmen annesinin yüzünden tamamen değişen karakteri, kaymakamın kumar borcu yüzünden ailesini borç batağına sokup, kızını borcu karşılığında feda etmeyi düşünmesi bu karakterlerin hiç birinin kusursuz olmadığını gösteriyor.
Ben bu gerçekçi hikayeyi çok sevdim. Kesinlikle okunması gereken bir kitap..
13 comments
evet, dediğiniz gibi: kesinlikle okunması gereken bir roman.
ReplyDeleteözellikle yazanların okumasında yarar var. yazmaya başladığımda kılavuzum oldu.
baştan sona okuyup da okurlara önermeniz ne güzel bir çaba.
dilerim emeğinizin değerini anlayanlar çoğalır. sevgi ve saygıyla...
Sabahattin Ali bence çok büyük bir değer. Çok erken yaşta ölmeseydi çok daha fazla eserini bizimle paylaşmasını isteyebileceğim bir iki yazardan birisi benim için. Sizin yazdığınız kitapları da en kısa zamanda edinip okumaya başlıyacağım. Bu çok yeni bloguma yaptığınız her yorum beni çok mutlu ediyor. Teşekkürler.
ReplyDeleteiyi bir yazar olup olmadığımı bilmiyorum (ya da yazarlığım üstüne konuşmam hele hele ayranım ekşi değil demem pek yakışık almaz) ama iyi bir okur olduğumu biliyorum ve sizin gibi kıymetli bir eleştirmenin yazılarını okumak da beni mutlu ediyor. eleştiri biçiminiz (yorumlama tekniğiniz) öyle yalın öyle güzel ki... umarım nicesi okur güzel yazılarınızı. saygımla.
ReplyDeleteHer kitap değerlidir. Her birinde büyük bir emek var. Açıkçası yazarlara saygı duyuyorum aynı zamanda da kıskanıyorum çünkü böyle bir yeteneğim yok ama iyi bir okuyucu olduğumu biliyorum. Bir gün iyi bir blog sahibi olurmuyum bilmiyorum ama en azından deniyorum. Takip etdiğim çok fazla blog var ve bazılarının yazılarını hayranlıkla takip ediyorum. o anlarda kendime soruyorum. Ne yapıyorum ben..
ReplyDeleteMerhabaaa... Elimdeki kitap bittikten sonra Kuyucaklı Yusuf'u okurum diye kendi kafamda kurguluyordum. Yazını okuduktan sonra daha da bir heveslendim ve hatta bitirdikten sonra kendi anlatımımı da paylaşmak isterim...
ReplyDeleteDeep'ten geldim benim de sayfama beklerim :)
Ne büyük tesadüftür ki sayfanın web sürümüne geçince şuan aynı kitabı okuduğumuzu görüp çok sevindim :)
ReplyDeleteUmarım beğenirsin :-) Kitap hakkındaki düşüncelerini paylaşmanı bekliyorum. :-) Kafamda bir tuhaflık sizim için nasıl gidiyor merak ettim doğrusu..
DeleteKitabın 350. sayfasındayım ve bir yandan bitirip bir yandan ağırdan gitmek istiyorum ve sanırım bir de Mevlut sayesinde boza aşığı olacağım :)
ReplyDeleteBende hemen hemen aynı yerlerdeyim. Çok farklı bir konusu var. Sonunun nasıl olacağını merak ediyorum :-)
DeleteBana Kürk Mantolu Madonna'dan bi tık öte gibi geldi.Çok beğendim okurken
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDeleteKitap cok güzel ama sanki eksik kalmış,devam edecekmiş fakat edememiş gibi.Bide Yusuf'un babasinin ve muazzez in ölümüne çok tepkisiz olduğunu düşünüyorum.Belki daha ters köşe bir sonla bitebilirdi.:)
ReplyDeleteDaha farklı bir sonla bitmemesinin nedeni yazarın ölümü nedeniyle seri olarak düşündüğü kitabın devamını getirememiş olması olsa gerek :)
Delete