Marslı'nın yazarı Andy Weir'dan yeni bir kitap Artemis. Yazarın ilk kitabı Marslı. Marslı ile ilgili çok güzel yorumlar okumuştum. Filmini izledim ama kitabını okumadım. Kitabını okumadan filmi izlediğim için belki kitaba karşı olan ilgimi kaybettim. Artemis çıkınca film olmadan okumak istedim. Özellikle çıktığı ilk günlerde çok sık karşıma çıktı ve iyi ki okumuşum diyorum şimdi.
Yeni bir kitapta görüşmek üzere...
2080'lerde Ay'da geçen bir hikaye okuyoruz. Suudi Arabistanlı bir kadın olan Jasmine Bashara baş karakter. Jazz, babasıyla birlikte 6 yaşındayken Ay'daki ilk ve tek kasaba olan Artemis kasabasına yerleşiyor. Bu kasabada yaşayabilmeniz için bir milyoner yada kısa süreliğine buraya gelen zengin bir turist olmalısınız. Jazz ise zar zor kirasını ödediği küçük bir evde yaşıyor ve kaçakçılık yaparak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Bir gün zengin olacağının hayalini kurarken tehlikeli ve yasadışı bir iş teklifi alıyor. Kusursuz bir şekilde suç işlemesi gerekiyor. Kitapta bu süreç anlatılıyor.
Artemis, esprili, eğlenceli bir kitap. Argonun olduğu ama yerinde kullanıldığını bir hikaye. Ay'da kurulmuş bir şehir. Baştan yaratılmış bir dünya. Yakın geleceği konu alan bir kitap. Yaklaşık 2000 kişinin yaşadığı bir şehir Artemis ve oteller, barlar, küçük koridorlar, çalışan işçiler, gelen turistler...
Kısacası en küçük ayrıntısına kadar düşünülmüş ve en güzel şekilde okuyucuya aktarılıyor. Böyle bir kitap için uzun süreli bir araştırma gerek sanırım. Zaten kitap süresinde bir çok teknik terimle karşılaşıyorsunuz. Biraz fizik, biraz kimya, biraz matematik bilmek gerekli. Bu nedenle başarılı ve emek verilmiş bir hikaye okuduğumu düşünüyorum.
Jazz ise güçlü, çalışkan, kendine güveni tam olan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Karakterimiz ve babası müslüman olduğu için bu konu hakkında detaylarda okuyoruz. Cinsellik konusunda ise rahat bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Cinsellik konusunda istediği gibi ve özgürce hareket eden bir kadın olarak karşımıza çıkmasının altında önemli mesajlar olduğuna inanıyorum. Hikaye Jazz'ın dilinden aktarılıyor. Birde bölüm sonlarında Jazz ile Kelvin'in birbirlerine gönderdikleri maillere yer veriliyor. Bu bölümlerde teknik terimlerden uzak bir dil kullanılıyor.
İyi bir Bilimkurgu kitabı okudum. Biraz polisiye ve aksiyon içeren güzel bir hikaye bekliyor sizi. Umarım sizde severek okursunuz.
''Seni dünyaya hazırlamaya çalıştım. Sana hiç yumuşak davranmadım çünkü dünya da sana yumuşak davranmayacaktı ve ben hazır olmanı istiyordum. Arada sırada kavga da ettiğimiz oldu - bana kavga etmeyen bir ebeveynle çocuk göstermezsin. Ve hayatının farklı olmasını dilediğim kısımları da yok değil. Ama bütününe bakınca, güçlü, kendi başının çaresine bakabilen bir kadın oldun ve seninle çok gurur duyuyorum. Ve bu manayla da seni yetiştirdiğim için kendimle gurur duyuyorum.''
''Artemis'e gelmek masraflı, burada yaşamak da acayip pahalıdır. Ama sadece zengin turistler ve eksantrik milyarderlerden oluşan bir şehir olmaz. İşçi sınıfına da ihtiyaç var. III.J.Parababası Zenginpiç'in kendi tuvaletini temizlemesini beklemiyorsunuz herhalde, değil mi?''
''Bana kalırsa buradaki en güzel şey Artemis'in kendisiydi. Şehir güneş ışığının altında bir avuç metal meme gibi parlıyordu. Ne var? Şair miyim ben? Memeye benziyorlar işte.''
''Çok az insan babalarının onları ne kadar sevdiğinin ölçümünü yapabilir. Ama ben yaptım. Bu iş kırk beş dakika sürmeliydi ama babam bunun üzerine üç buçuk saat çalıştı. Benim babam beni her şeyden yüzde 336 daha çok seviyordu.''
Yeni bir kitapta görüşmek üzere...