Ferit Edgü'nün Çığlık kitabını bir fuarda Melisa Kesmez'in çok istediğim Nohut Oda isimli kitabını almaya gittiğim sırada Sel Yayıncılığın standında gördüm ve almaya karar verdim. Açıkçası yazar ve kitap hakkında çok da fazla bilgiye sahip olduğumu söyleyemem. Ancak bu mini öykü kitabını okumak diğer kitaplarını da en kısa zamanda okumama neden olacak gibi.
1981 ve 1982 yılları arasında yazılan kısa kısa yirmi öyküden oluşuyor eser ve kendi içinde Çığlık ve Parçalar olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.
Kitabın ilk öyküsü de olan Üç Düş/Üş gerçek bir olaydan alıntı ve tam bir empati hikayesi. Sadece dört sayfadan oluşan ancak inanılmaz etkileyici bir hikaye.
Papağan hikayesi var sonra. Kısa ve öz cümlelerle neler anlatmıyor ki yazar bir papağanın ağzından.
Kör ve Oğlu isimli öyküsü ise en sevdiğim öykülerden biriydi kitapta. Gözleri sonradan kör olan ve sonra yazmaya başlayan bir baba ve babasının azından çıkan her kelimeyi kaleme alan bir oğul. Aralarındaki sohbet ise bir ayrı güzeldi.
Sahaf hikayesi var sonra. İsveç'de Süryani bir sahafın hikayesi bu ve en sevdiğim öykülerden biriydi bu öyküde.
Tam bir efsane derlemesi olan At hikayesi de mutlaka okumanızı istediğim hikayelerden diyebilirim. Bunun gibi birbirinden güzel toplamda yirmi öykü.
Parçalar adını taşıyan bölümde ise yazar ileride yazmak istediği öykülerin taslaklarını paylaşıyor. Yarım kalan hikayeler anlayacağınız ve sonuna da bu hikayeleri dileyen tamamlayabilir diye ekliyor. Hatta bir hak iddia etmeyeceğini de söylüyor.
Öykülerin Öyküsü isimli bir bölüm var birde. Bu bölümde yazar bu kitapta yer alan öykülerden birkaçı bazı açıklamalar gerektiriyor diyor ve yazarken kimlerden yada nelerden esinlenerek bu hikayeleri yazdığını anlatıyor.
Yazarın dilinin ise çok doğal olduğunu söylemeliyim. Öykülerin konularını, konuları işleyiş şeklini, dili ve yorumlama şeklide bende bir o kadar yer etti. Sıra dışı, özgün hikayeler okuyorsunuz ve hayata, insana, topluma dair bir çok hikayenin içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Bunun gibi bir çok nedenden dolayı Ferit Edgü okumak bana iyi geldi. Tek seferde elden düşürmeden okuyabileceğiniz kitaplardan olacaktır sizin için ve benim için ara ara okumak istediğim kalemlerden oldu.
Yeni bir hikayede görüşmek üzere...
1981 ve 1982 yılları arasında yazılan kısa kısa yirmi öyküden oluşuyor eser ve kendi içinde Çığlık ve Parçalar olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.
Kitabın ilk öyküsü de olan Üç Düş/Üş gerçek bir olaydan alıntı ve tam bir empati hikayesi. Sadece dört sayfadan oluşan ancak inanılmaz etkileyici bir hikaye.
Papağan hikayesi var sonra. Kısa ve öz cümlelerle neler anlatmıyor ki yazar bir papağanın ağzından.
Kör ve Oğlu isimli öyküsü ise en sevdiğim öykülerden biriydi kitapta. Gözleri sonradan kör olan ve sonra yazmaya başlayan bir baba ve babasının azından çıkan her kelimeyi kaleme alan bir oğul. Aralarındaki sohbet ise bir ayrı güzeldi.
Sahaf hikayesi var sonra. İsveç'de Süryani bir sahafın hikayesi bu ve en sevdiğim öykülerden biriydi bu öyküde.
Tam bir efsane derlemesi olan At hikayesi de mutlaka okumanızı istediğim hikayelerden diyebilirim. Bunun gibi birbirinden güzel toplamda yirmi öykü.
Parçalar adını taşıyan bölümde ise yazar ileride yazmak istediği öykülerin taslaklarını paylaşıyor. Yarım kalan hikayeler anlayacağınız ve sonuna da bu hikayeleri dileyen tamamlayabilir diye ekliyor. Hatta bir hak iddia etmeyeceğini de söylüyor.
Öykülerin Öyküsü isimli bir bölüm var birde. Bu bölümde yazar bu kitapta yer alan öykülerden birkaçı bazı açıklamalar gerektiriyor diyor ve yazarken kimlerden yada nelerden esinlenerek bu hikayeleri yazdığını anlatıyor.
''Hayvanları seven, insanlarını da sever, derler.
Yalan.
Bazı hayvanlar sevilir.
Ve bazı insanlar.''
''Herkes uyurken bak, gece ne denli güzel...Kitaptan mı bu?Sanırım. Ama hangi kitaptan bilemiyorum. Belki bir gün benim yazacağım kitaptan.''
''İnsanlar ikiye ayrılabilir mi: Körler ve görenler. Kuşkusuz, evet. Ama bu durumda bakanlarla görenleri işitenlerle duyanları okuyanlarla anlayanları ayırmak gerekmez mi? Sağırlık, körlük birer sakatlıklar. Ya öbürleri?''
Yazarın dilinin ise çok doğal olduğunu söylemeliyim. Öykülerin konularını, konuları işleyiş şeklini, dili ve yorumlama şeklide bende bir o kadar yer etti. Sıra dışı, özgün hikayeler okuyorsunuz ve hayata, insana, topluma dair bir çok hikayenin içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Bunun gibi bir çok nedenden dolayı Ferit Edgü okumak bana iyi geldi. Tek seferde elden düşürmeden okuyabileceğiniz kitaplardan olacaktır sizin için ve benim için ara ara okumak istediğim kalemlerden oldu.
Yeni bir hikayede görüşmek üzere...