Karısını Şapka Sanan Adam - Oliver Sacks - Kitap Yorumlarım
Friday, March 11, 2016
Kitapların da genellikle hastalarının yaşadığı deneyimlerden yani gerçekte tıbbı vakalara dayanarak olayları Edebiyata dayalı olarak yorumlayan İngiliz nörolog ve yazar Dr. Oliver Sacks'a ait olan bir kitap Karısını Şapka Sanan Adam'dan bahsedicim.
Bilindiği gibi yazar 82 yaşında Ağustos 2015 yılın da kanserden ölmüştü. Geriye ise basılmış 13 kitap bıraktı.
Kitabın için de 24 hastanın yaşadıkları, testlere verdikleri cevaplar anlatılmakta ve çok ilginç vakalardan oluşmakta. Kitap Kayıplar, Aşırılıklar, Seyahatler ve Basitin Dünyası olarak 4 bölüme ayrılmış.
Kitaba ismini de veren ilk hasta ise bir müzik profesörü olan Dr. P. Üniversite de ders veren yetenekli biri. Ancak zaman la bir şeylerin ters gittiğini fark ediyor. Belirgin özellikleri olmayan öğrencilerini tanıyamıyor. Yüzler farklılaşıyor. İnsanları bazen yürüyüşüne göre bazen de ses tonlarıyla ayırt edebiliyor. Esprili ve konuşkan olması kaldığı zor durumlardan kurtarıyor onu. Etrafındaki insanlar onun şaka yaptığını düşünüyor. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan Dr. P bir nörolog'la tanışıyor. Nörolog ilk başta bir sorun olmadığını düşünüyor ancak sonra bazı testlerden geçirmesi gerektiğini anlıyor. Eline bir gül veriyor ve onu tanımlamasını söylüyor. Sonra bir eldiven veriyor. Duyduğu cevaplar ise duyması gereken cevaplar olmuyor. Sonra karısını yanında getirdiği şapka sanıyor ve karışını kafasından tutup giymeye şapka gibi giymeye çalışıyor. Sonra evine gidiyor ve evinde de bazı testler uyguluyor. Evindeki duvarlarda asılı yakınlarıyla çekilen fotoğraflar da bir çok kişiyi ayırt edemiyor mesela. Sonra aynı zaman da iyi ressam olan Dr. P kendi yaptığı resimlerde hastalık ilerledikçe farklılık gösteriyor. Hastalık ilerlemeden önce somut iken, hastalık ilerlemeye başladığın da soyutlaşıyor.
Görsel bütünlük olmadığı taktirde ne durum da oluyor insan. Dr.P ise bu durumu müzikle birlikte yenmeye çalışıyor. Hayatını aynı şekilde yaşamaya devam ediyor.
Kitabın için de bunun gibi bir çok ilginç hasta var. Bu konulara biraz ilginiz var okumalısınız. Ayrıca yabancı bir çok kelime olsa da bunlar herkesin anlayabileceği bir şekil de anlatılmış. Aynı zaman da akıcı bir şekilde hikayeleştirilmiş. Umarım sizde beğenirsiniz.
Bir önceki yazım olan Babamı Beklerken kitap yorumuma buradan ulaşabilirsiniz.
Bilindiği gibi yazar 82 yaşında Ağustos 2015 yılın da kanserden ölmüştü. Geriye ise basılmış 13 kitap bıraktı.
Kitabın için de 24 hastanın yaşadıkları, testlere verdikleri cevaplar anlatılmakta ve çok ilginç vakalardan oluşmakta. Kitap Kayıplar, Aşırılıklar, Seyahatler ve Basitin Dünyası olarak 4 bölüme ayrılmış.
Kitaba ismini de veren ilk hasta ise bir müzik profesörü olan Dr. P. Üniversite de ders veren yetenekli biri. Ancak zaman la bir şeylerin ters gittiğini fark ediyor. Belirgin özellikleri olmayan öğrencilerini tanıyamıyor. Yüzler farklılaşıyor. İnsanları bazen yürüyüşüne göre bazen de ses tonlarıyla ayırt edebiliyor. Esprili ve konuşkan olması kaldığı zor durumlardan kurtarıyor onu. Etrafındaki insanlar onun şaka yaptığını düşünüyor. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan Dr. P bir nörolog'la tanışıyor. Nörolog ilk başta bir sorun olmadığını düşünüyor ancak sonra bazı testlerden geçirmesi gerektiğini anlıyor. Eline bir gül veriyor ve onu tanımlamasını söylüyor. Sonra bir eldiven veriyor. Duyduğu cevaplar ise duyması gereken cevaplar olmuyor. Sonra karısını yanında getirdiği şapka sanıyor ve karışını kafasından tutup giymeye şapka gibi giymeye çalışıyor. Sonra evine gidiyor ve evinde de bazı testler uyguluyor. Evindeki duvarlarda asılı yakınlarıyla çekilen fotoğraflar da bir çok kişiyi ayırt edemiyor mesela. Sonra aynı zaman da iyi ressam olan Dr. P kendi yaptığı resimlerde hastalık ilerledikçe farklılık gösteriyor. Hastalık ilerlemeden önce somut iken, hastalık ilerlemeye başladığın da soyutlaşıyor.
Görsel bütünlük olmadığı taktirde ne durum da oluyor insan. Dr.P ise bu durumu müzikle birlikte yenmeye çalışıyor. Hayatını aynı şekilde yaşamaya devam ediyor.
Kitabın için de bunun gibi bir çok ilginç hasta var. Bu konulara biraz ilginiz var okumalısınız. Ayrıca yabancı bir çok kelime olsa da bunlar herkesin anlayabileceği bir şekil de anlatılmış. Aynı zaman da akıcı bir şekilde hikayeleştirilmiş. Umarım sizde beğenirsiniz.
Bir önceki yazım olan Babamı Beklerken kitap yorumuma buradan ulaşabilirsiniz.
30 comments
Merak uyandırıcı bir kitaba benziyor.
ReplyDeleteBu konulara meraklı olan kişilere önere bilirim. Yoksa biraz sıkıcı gelebilir. geçen olaylar gerçekten merak uyandırıcı :)
DeleteTavsiyen için teşekkürler. :)
DeleteSeviyorum bu tarz kitapları, bana her zaman neler var bu dünyada dedirtenlerden. En sevdiğim Gülseren Budayıcıoğlu'nun kitapları tavsiye ederim :) bunu da listeme aliyorum :)
ReplyDeleteO zaman bu kitap tam size göre. Umarım beğenirsin :) ben de tavsiyene uyucam en kısa zaman da.
DeleteBu tip hastalıklar ilgimi hep cekmistir aldım listeye :)
ReplyDeleteKitabın konusu çok değişik geldi.Okumak isterim.Daha önce bu tarz konulu kitap duymamıştım açıkcası,ama ilgimi çekti :)
ReplyDeleteKitabın konusu çok değişik geldi.Okumak isterim.Daha önce bu tarz konulu kitap duymamıştım açıkcası,ama ilgimi çekti :)
ReplyDeleteOkuduktan sonraki yorumunu da merakla bekliyorum. Umarım beğenirsin :)
DeleteAdından dolayı çok merak ediyorum bu kitabı :)
ReplyDeleteİsme bakınca biraz abartı gibi geliyor ama. Kitap da gerçekten karışını şapka sanan bir adam var :) Umarım beğenirsin. Sevgiler :)
DeleteAynen. İsim benide acayip meraklandırdı :)
Delete:) Bir bakın ozaman derim
DeleteYorumun için teşekkür ederim. En kısa zaman da ziyaret edeceğim :)
ReplyDeleteAdı çok güzel gerçekten :D Listeme alıyorum :))
ReplyDeleteYorumun için teşekkür ederim. :) Umarım beğenirsin :)
Deletebak, yky merkezi var beyoğlunda, galatasaray lisesinin yanında, hep girerim, yky de çok seviyom zaten kitaplarını, bu kitabı da hep görürüm, ilgimi çeker, hep içini açar bakar biraz okurum. bak sevmişsin sen de. alıp okusam iyi olacak :)
ReplyDeleteİstanbul da yaşamıyorum ve çok sık gittiğimde söylenemez ancak son gittiğim de yky gittim hatta aynı gün için de bir çok kitap evini de gezdim diyebilirim. Bu kitabı ise gerçekten sevdim. Bir doktorun kendi hastalarını hikayeleştirip de yazması çok hoş değil mi hemde yıllar önce :)
DeleteBenimkini de almışsınız bitirince yazın mutlaka keyifli okumalar! :)
ReplyDeleteOkumaya başladım bile çok keyif alacağım kesin en kısa zaman da yazacağım. Yorumun için teşekkür ederim :)
Deleteters düzü ben de okudum yazmıştım çok beğenmiştim 2yi bekliyorum ya :D
ReplyDeleteBende çok sevdim :) bitirince bende hemen yazmayı düşünüyorum :)
DeleteKitabın adı çok ilgimi çekti, umarım içeriği de öyledir. Okumak isterim...
ReplyDeleteUmarım beğenirsiniz o zaman :) İçeriği de bir o kadar ilgi çekici :)
DeleteÇok ilginç bir kitapmış, kesinlikle okumak istiyorum :)
ReplyDeleteYorum için teşekkürler. Kesinlikle ilginç bir kitap umarım beğenirsin :)
DeleteAdı çok dikkat çekici. İçeriği daha farklı bekliyordum açıkçası :) Bir nörolog yazınca ister istemez bir geri durdum. Peki anlatım da tıbbi ve sıkıcı mı? Yoksa kitap yazma yeteneğini beğendin mi?
ReplyDeleteTıbbı kelimeler var ancak kitabın edebi bir tarafı da olduğu için bu beni çok rahatsız etmedi. Kitabın içinde 24 ayrı hikaye var bu sebeple sıkılmadan okuyorsunuz. Ben kitabı da yazılış şeklini de beğendim :)
DeleteTıbbi kelimeden çok anlatım literatür gibi olmasın da ;) ayrı hikayeler daha güzel olmuş, merak ettim gerçekten..
Delete:) Yazarı bir nörolog ve aynı zamanda bir yazar. Kitabında kendi hastalarını yazmış aslında. Ama bu hastalar pek eşi benzeri olmayan türden. bir yazar olarak da edebi bir tarafı var :)
Delete