Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk

Friday, May 06, 2016

''Ölmesini bilenler için hançer hayat demektir ve aşkı bilen biri için yedi gerçek sır vardır, ona sahip olan dünyaya hakim olur.''

Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, İskender Pala'nın 2003 yılında çıkan kitabı. Üzerinden uzun zaman geçmiş ancak ben yeni fırsat bulabildim. İskender Pala'nın o kadar çok kitabı var ki aralarından seçim yapmak bile çok zor. Özellikle Osmanlı tarihinde geçen hikayelerden oluşan kitaplarını okumaktan çok zevk aldığımı söylemeliyim. Kitapların da verdiği detaylar ve bilgisi beni hayrete düşürüyor. Çok fazla tarihte geçen kitap okumaya çalışsam da hiç bilmediğim, bir kere bile duymadığım şeyleri kitaplarından öğreniyorum, tabiki kurgu olan yerleri de var. Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk adlı kitabı benim için özel bir kitap olarak yerini aldı.

Kitabın bana göre en ilginç tarafı kitabın anlatıcısının bir karakter değil bir kitap olması. Daha önce bir kitap tarafından anlatılan bir roman hiç okumamıştım. Kitaptaki asıl hikaye Fuzili'nin Leyla ile Mecnun isimli eserinin üzerine kurulmuş bir hikaye. Romanın anlatıcısı da bu kitap işte. Bu eserdeki beyitlere de sık sık değinilmiş. Ancak genelde ise Kanuni'nin bağdata girişinden başlayan Tanzimat sonrasında ki döneme kadar devam eden bir hikaye var bir yandan da.Düşünüldüğünde nerede ise 500 yıllık bir dönemi anlatmak doğal olarak bir insan tarafından anlatılamazdı üstelik bu şekilde anlatılması o dönemin Osmanlısını anlattığı gibi aynı zaman da kitap gezdirilerek o dönemin dünyasını da anlatıyor. Osmanlı, Rusya, İtalya, Hürrem Sultan hatta Napolyon gibi bir çok isim, ülke, mekan.

Fuzili'ye Süryanili yaşlı bir adam tarafından bir hançer veriliyor. Ancak bu hançer gizemlerle dolu bir hançerdir. Kötü insanların elline geçerse çok tehlikeli olabilecek bu hançerin sırrın Fuzuli çözer. Babiller zamanında yapılan bilimsel çalışmaların gizlendiği yerin anahtarıdır bu hançer. Bu hançer kimsenin eline geçmesin diye gömer ancak bu yeterli değildir. Leyla ile Mecnunun hikayesini anlatan kitabı yazmaya başlar. Beyitlerin arasına da şifreleri yerleştirir. Zaman için de bu şifreyi ele geçirmek için bu kitabın peşine düşecek hazineleri ve bilimsel çalışmaları ele geçirmek isteyen Babil Cemiyeti üyeleri kitabı ele geçirmek için her şeyi yapacaklardır.

Kitapta beni rahatsız eden ise kısaltmalardı. BC(Babil cemiyeti), L&M(Leyla ile Mecnun), BUEM(Babil Uzay Araştırmaları Merkezi) gibi. Bir de Sultan Süleyman yerine Kanun Koyucu denmesi de dikkat çekiciydi.

İskender Pala kitapları her zaman için dikkat isteyen kitaplar olmuştur benim için. Sadece romana odaklanmalı ve dikkatiniz dağılmadan okumalısınız. Ancak o zaman anlayabilir ve bilginin için de kaybolmazsınız ve kitabın yavaş ilerlediğini düşünmeye bilirsiniz. En azından ben böyle yapıyorum.
Roman sırlarla, şifrelerle, aşklarla başlıyor inanılmaz bir akıcılıkla. Daha hızlı okumak istiyorsunuz. Ancak sonra tempo düşmeye başlıyor ve 500 yıllık bir dönemi okumak gerçek anlamda dikkat istiyor.



''Ben Mecnun, Efendim Hilleli Mehmet Fuzili'nin dizelerinde yaşayan köle... Çilek idim kazanlara attılar, kağıt diye pazarlarda sattılar. Hücrelerim iki tamarı doldurmuştu, Bağdat çarşısında iki koyuna takas edildim ve kendimi Hilleli lirik şairin kulu bildim. Onun evinde aşkı tanıdım, sonra acıya alıştım, aşk mektebinde yıllar yılı Leyla'yı çalıştım. Yazıldım, kitap oldum, dile geldim, söyledim, hitap oldum.
Ben Kays!.. O muhteşem köle!.. Ve sultanım Leylaaa...''

Divan edebiyatını seviyorsanız, Tarih ve biraz da Polisiye okumak istiyorsanız tercih edilebilecek bir kitap gibi duruyor Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk.

Daha önce blogum da yer verdiğim İskender Pala kitaplarından olan Şah&Sultan ve Efsane romanlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

18 comments

  1. Merhaba.
    Bende çok severim İskender Pala kitaplarını. Anlatım dili biraz farklı ve bazen yorucu olabiliyor ama yine de çok güzel hikayeler anlatıyor, romanlar yazıyor.
    Bu kitabına hele bayılmıştım. Ki başta biraz zorlanmış ve bırakasım gelmişti çünkü ilk kez okuyordum... Ama iyi ki bırakmamış ve tanımışım yazarı. :)
    Sevgiler, keyifli okumalar.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesinlikle farklı bir tarzı var ve yorucu. Ancak bende keyifle okudum :) Sevgiler :)

      Delete
  2. Satırlarınız okuduktan sonra bu kitaba olan ilgim tavan yapmış durumda. İnşallah en kısa zamanda alıp okuyacağım. Güzel anlatımınız için ayrıca teşekkürler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yorumunuz için ben teşekkür ederim :)Umarım beğenirsiniz :)

      Delete
  3. İskender Pala'nın Şah ve Sultan'ını okumuş ve çok beğenmiştim. Bu kitabı da var bende, okunma sırasını bekliyor. :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bende Şah ve Sultan'ı çok beğenenlerdenim :) Umarım bu kitabı da çok beğenirsin :)

      Delete
  4. merhaba
    blog keşif etkinliğinden geliyorum.bloğuma bekliyorum=)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ediyorum. En kısa zaman da ziyaret edeceğim :)

      Delete
  5. Zor bir kitabı çok tatlı anlatmışsınız. Sanırım İskender Pala nın tüm kitapları bilgi dolu...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesinlikle katılıyorum. Zor bir kitap ama dünyasına girilebilirse unutamayacağınız kitaplarınızdan birisi olacağına eminim :)

      Delete
  6. ben İskender Pala hayranıyım. İskender Pala nın kalemi ağır gibi durur başta, göz korkutur. Ama o edebi akışı bir kere içinize çektiniz mi güncel bestsellerlara artık dönemiyor bile insan. Bu kitabını henüz okumadım . Harika yorumlamışsın.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Beğenmene sevindim :) Seninle aynı fikirdeyim. Bende İskender Pala kitaplarını çok seviyorum :)

      Delete
  7. İskender Pala, tarihi güzel harmanlıyor kitaplarında :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Katılıyorum :) İskender Pala'nın tarihi anlatımını bende çok seviyorum :)

      Delete
  8. şah ve sultan ile katre-i matem'i okumuştum ve çok beğenmiştim. tarzını seviyorum Pala'nın.

    ReplyDelete
  9. ben Şah ve Sultan ile Od'u daha çok beğendim. babil'de ölüm İstanbul'da aşk'ın dili oldukça ağır geldi bana. ama yine de severek okudum.. bana da beklerim. sevgiler... :)

    ReplyDelete
  10. Od'u okumadım ama Şah Sultan'ı bende çok beğenmiştim. İstanbul'da aşk ise dili ağır evet ama konusu çok ilgi çekici gelmişti bana :)

    ReplyDelete

Facebook

Subscribe