Müptezeller - Emrah Serbes
Wednesday, January 11, 2017
Emrah Serbes'in kısa bir süre önce çıkan kitabı Müptezeller İletişim Yayınları tarafından 163 sayfa olarak çıkarıldı ve çok ilgi gördü. Behzat Ç. dizisinin yaratıcılarından da olan Emrah Serbes, son dönem Türk Edebiyatının önemli isimlerinden.
Emrah Serbes 1981 doğumlu. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu'nu yarım bırakarak, Dil ve Tarih-Coğrafya Bölümü'nü bitirdi. Bir dönem gazeteler için söyleşiler ve tiyatro eleştirileri yazdı. İlk kitabı Her Temas İz Bırakır 2006 senesinde yayımlandı. Sonrasında Son Hafryat, Erken Kaybedenler, Hikayem Paramparça ve Deliduman isimli roman ve hikayeleri yayımlandı.
MÜPTEZELLER KONUSU
Müptezeller ilk olarak Antalya da üniversite okuyan ve beş yıldızlı bir otelde garsonluk yapan bir genç olan Bakır Arslan'ın hikayesiyle başlıyor. Farklı dönemlerde hayatına giren Antalya'daki İsmail, Ankara'daki Karabüklü ve İstanbul'daki Erkut diğer önemli karakterler. Alkolikler, torbacılar, ezilenler, yoksullar yani müptezellerin hikayesi sigara, ot, hap, şarap, bira hatta çakmak gazı dahi var.
Bakır'ın hayatının sadece bir döneminin tanık olduğumuz Müptezeller, her geçen günün daha da kötüye gittiği bir hikaye. Güzel şeyler, mucizeler bekliyoruz ancak bir türlü gerçekleşmiyor. Yolu bir bomba ihbarcısı olarak hapishaneden de geçiyor, tımarhaneden de. Aslında yazar olmak istiyor. Bu nedenle Akdeniz de okuduğu Turizm bölümünü yarım bırakıp, Ankara da eğitimine devam etmeye karar veriyor. Dil Tarih Tiyatro'ya girerek Yazarlık okumayı planlıyor. Kitaplar yazıyor. Yazdığı hikayelere tutunuyor. Gece ile gündüz birbirine karışıyor. Bazılarını yarım bırakıyor. Bazılarını tamamlayarak yayın evlerine gönderiyor. Tek tek dolaşıp yazdığı kitabı bırakıyor. Bir çok yayın evi okumuyor kitaplarını okuyanlarda olumlu cevap vermiyor.
Antalya da başlayan hikaye, Ankara da devem ediyor ve İstanbul da son buluyor. İçini bok basan evlerde uyanıyor bazen, uyuşturucu bulabilmek için girdiği yollarda kesilen gırtlaklar da görüyor, parasızlıktan çekilen çakmak gazları da.
BENİM YORUMUM
Müptezeller bir solukta okunabilecek bir kitap. Bağımlıklar, fakirlik, zor hayatlar ancak bu kadar açık anlatılabilirdi. Konuşma diliyle yazılmış, bol küfürlü bir kitap olsa da bu durum beni rahatsız etmedi.
Müptezeller aynı zaman da dümdüz, akıcı yazılmış bir kitap, abartılı ve karmaşık bir yazım söz konusu değil. Sayfa sayısı az olmasına rağmen derinlik olarak başarılı kitaplardan.
Kitapta Antalya'dan kesitlere yer veriliyor olması okumaya başladığım an etkisine kapılmama neden oldu. Bildiğim caddeler, bildiğim sokaklar, mahallelerde güzel bir yolculuğa çıkmış oldum.
Müptezeller benim ilk olarak kapak tasarımıyla dikkatimi çekmişti. Kitabı bitirdiğim de kapak tasarımı çok daha fazla anlamlı gelmeye başladı. Düşünülmüş ve iyi hazırlanmış bir tasarım olduğunu düşünüyorum.
Emrah Serbes'in yaşam öyküsünü okuduğumu hissettiğim bir çok bölüm oldu. Tamamen kendi hikayesi olmasa da geçmişte hayatına giren insanların, mekanların ve şehirlerin hikayesi var bu kitapta.
Emrah Serbes 1981 doğumlu. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu'nu yarım bırakarak, Dil ve Tarih-Coğrafya Bölümü'nü bitirdi. Bir dönem gazeteler için söyleşiler ve tiyatro eleştirileri yazdı. İlk kitabı Her Temas İz Bırakır 2006 senesinde yayımlandı. Sonrasında Son Hafryat, Erken Kaybedenler, Hikayem Paramparça ve Deliduman isimli roman ve hikayeleri yayımlandı.
MÜPTEZELLER KONUSU
Müptezeller ilk olarak Antalya da üniversite okuyan ve beş yıldızlı bir otelde garsonluk yapan bir genç olan Bakır Arslan'ın hikayesiyle başlıyor. Farklı dönemlerde hayatına giren Antalya'daki İsmail, Ankara'daki Karabüklü ve İstanbul'daki Erkut diğer önemli karakterler. Alkolikler, torbacılar, ezilenler, yoksullar yani müptezellerin hikayesi sigara, ot, hap, şarap, bira hatta çakmak gazı dahi var.
Bakır'ın hayatının sadece bir döneminin tanık olduğumuz Müptezeller, her geçen günün daha da kötüye gittiği bir hikaye. Güzel şeyler, mucizeler bekliyoruz ancak bir türlü gerçekleşmiyor. Yolu bir bomba ihbarcısı olarak hapishaneden de geçiyor, tımarhaneden de. Aslında yazar olmak istiyor. Bu nedenle Akdeniz de okuduğu Turizm bölümünü yarım bırakıp, Ankara da eğitimine devam etmeye karar veriyor. Dil Tarih Tiyatro'ya girerek Yazarlık okumayı planlıyor. Kitaplar yazıyor. Yazdığı hikayelere tutunuyor. Gece ile gündüz birbirine karışıyor. Bazılarını yarım bırakıyor. Bazılarını tamamlayarak yayın evlerine gönderiyor. Tek tek dolaşıp yazdığı kitabı bırakıyor. Bir çok yayın evi okumuyor kitaplarını okuyanlarda olumlu cevap vermiyor.
Antalya da başlayan hikaye, Ankara da devem ediyor ve İstanbul da son buluyor. İçini bok basan evlerde uyanıyor bazen, uyuşturucu bulabilmek için girdiği yollarda kesilen gırtlaklar da görüyor, parasızlıktan çekilen çakmak gazları da.
BENİM YORUMUM
Müptezeller bir solukta okunabilecek bir kitap. Bağımlıklar, fakirlik, zor hayatlar ancak bu kadar açık anlatılabilirdi. Konuşma diliyle yazılmış, bol küfürlü bir kitap olsa da bu durum beni rahatsız etmedi.
Müptezeller aynı zaman da dümdüz, akıcı yazılmış bir kitap, abartılı ve karmaşık bir yazım söz konusu değil. Sayfa sayısı az olmasına rağmen derinlik olarak başarılı kitaplardan.
Kitapta Antalya'dan kesitlere yer veriliyor olması okumaya başladığım an etkisine kapılmama neden oldu. Bildiğim caddeler, bildiğim sokaklar, mahallelerde güzel bir yolculuğa çıkmış oldum.
Müptezeller benim ilk olarak kapak tasarımıyla dikkatimi çekmişti. Kitabı bitirdiğim de kapak tasarımı çok daha fazla anlamlı gelmeye başladı. Düşünülmüş ve iyi hazırlanmış bir tasarım olduğunu düşünüyorum.
Emrah Serbes'in yaşam öyküsünü okuduğumu hissettiğim bir çok bölüm oldu. Tamamen kendi hikayesi olmasa da geçmişte hayatına giren insanların, mekanların ve şehirlerin hikayesi var bu kitapta.
14 comments
Henüz okumadım. Okunabilir... Sevgiler...
ReplyDeleteOkursun ve umarım beğenirsin. :) sevgiler.
DeleteBu kitabı okurken çok kez sesli güldüğümü hatırlıyorum, güzel kitap :)
ReplyDeleteBende öyle bazen güldüm, bazen ise ağladım :) güzel kitap kesinlikle
DeleteÖncelikle yeni teman hayırlı olsun. Tam olarak Türkçeleştirememişsin ama bi aydınlık gelmiş, güneş doğmuş sanki :)
ReplyDeleteKitap içinse edebi kaygıdan uzak konuşur gibi yazıldıysa daha samimidir. Okunur, hatta okumalıyım...
Beğeneceğini düşünüyorum :) Gerçekten konuşur gibi yazılan bir kitap :)
DeleteBloguma gelince böyle daha samimi olmamış mı. Eski temamı tekrar yükledim ama eksikler yok değil. Bir ara onları da düzelteceğim :)
Daha samimi ve daha rahatlatıcı renk tonları var. Ben sevdim
DeleteBeğenmene sevindim gerçekten:) Benim de istediğim gibi oldu
DeleteDaha okumadim bu kitabi ama okumak istediklerimin baslarinda. En yakin zamanda okuyacagim insallah. :)
ReplyDeleteUmarım beğenirsin :) Benim çok severek okuduğum kitaplardan :)
DeleteBehzat Ç den dolayı biliyorum Emrah Serbes'i.Elimdeki roman biter bitmez bunu okuyacağım.
ReplyDeleteBu arada yeni keşfettim blogunu.Yenibirpost'a(sitem) beklerim bende :)
Bende Behzat Ç sayesinde okumaya başladım ama beklediğimden çok daha iyiydi. Umarım sende beğenirsin. Blogunu ziyaret edeceğim :) Teşekkürler.
DeleteElinize sağlık, yazılarınız çok güzel :) bana da beklerm saygılar
ReplyDeletehttp://gezgiccift.blogspot.com/
Teşekkür ederim :) Hemen geliyorum.
Delete