Martı Jonathan Livingston

Sunday, January 15, 2017

Okumadan önce de tahmin ettiğim gibi Rıchard Bach tarafından yazılan bu kitabın sıradan bir öykü kitabı olmadığını anladım ve hayatımın en önemli kitapları listesine aldım. Martı Jonathan Livingston kesinlikle bir çocuk kitabı değil. Küçük Prens, Küçük Kara Balık veya Şeker Portakalı gibi.

Martı Jonathan Livingston günümüzde bizim için çok değerli olan bir çok kitap gibi yasaklanan kitaplar arasında yer almış eserlerden. Yasaklı kitaplar benim her zaman ilgi alanıma girmiştir. Bir zamanlar yasaklı olan kitapları okumayı ve zamanında ne gibi sebeplerden dolayı yasaklandığını araştırmayı seviyorum. Bu konuda bildiğim tek şey kitaplar doğru olanı söylediği için yasaklanır. Her zaman böyledir diyemeyiz tabi ki ama çoğu zaman böyle olmuştur. Özgürlük, düşünmek, hayal etmek, bilinçlenmek bir kitabın yasaklanması için bu kadarı bile yetebilir. Bazen de siyasi, ahlaki, dini ve toplumsal nedenlerle yasak ve engellerle karşılaşmışlardır. Martı Jonathan Livingston da işte tam bu nedenlerle bir zamanlar yasaklanan kitaplar içerisinde yer aldı.

MARTI JONATHAN LİVİNGSTON KONUSU
Martı Jonathan Livinston sürüdeki diğer martılardan çok farklıdır. Öğrenmek istemektedir. Hep daha fazlasını öğrenmek ister ve her geçen gün pes etmeden kendisini geliştirir. Sürüdeki diğer martılar sadece yemek bulmak ve daha çok yaşamak için uçarken Martı Jonathan Livinston tutkuyla uçar. Günlerce aç kalsa da önemli değildir. Önemli olan sınırlarının ötesine geçmektir. Diğer martıların yapamazsın dediklerini yapmak ve başarmak istemektedir. Ancak yaptıklarıyla kuralları çiğnemektedir. Kurallara uymadığı için  martı toplumundan dışlanmış, Sarp Kayalıklarda tek başına yaşamak zorunda kalmıştır.
Ancak pes etmez daha çok çalışır. Kendi cennetini bulur. Kendisi gibi düşünen ve öğrenmek isteyen diğer martılarla uçar. Öğrenir ve bildiklerini öğretir. Sonra bir efsaneye dönüşür. Martı Jonathan Livingston tanrının oğlu olur ama öğrettikleri ve uçma tutkusu ne olmuştur.
BENİM YORUMUM
Martı Jonathan Livingston hiç kuşkusuz insanlığı temsil etmektedir. Özgür olmak istemek, diğerleri gibi olmayı reddetmek, sınırlarının ötesine geçmek ve kuralları yıkmak bazen insanlarında sürgün edilmesine bir sebeptir. Bir çoğumuz belki de fark etmeden duvarlar arasında yaşamaya mecbur edilmişiz. Aslında sadece bizden bekleneni ve isteneni yapıyoruz. Her gün bir önceki günün aynısı. Sınırlarımızın ötesini bilmeden yaşıyoruz. Belki de kölelik bu. Kölelik ama kabul etmek zor.

Martı Jonathan Livingston, Rıchard Bach tarafından 1970 yılında kaleme alınan ve 152 sayfadan oluşan bir öykü kitabı. Kitap da yer alan martı fotoğraflarının tamamı Russell Munson tarafından çekilmiş fotoğraflardır.
Martı Jonathan Livingston ilk olarak üç bölüm olarak çıkartılmış.Yazar Rıchard Bach dördüncü bölümü de yazmasına rağmen dördüncü bölüme gerek olamadığına karar vermiş. Yıllar geçmiş ve öyküsüne dördüncü bölümü de eklemiş. Son söz başlığı altında dördüncü bölümün eklenme hikayesini de okuyabilirsiniz.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

18 comments

  1. Özgür olduğumuzu söylesek de çoğu zaman kalıplar ve kurallar içinde tutsak bir şekilde hayatımıza devam ediyoruz :(

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesinlikle. Farkında olsak da ne yapabiliriz ki. Böyle düşünüyoruz sanırım :)

      Delete
  2. Çok güzel bir kitaptı, özgürlüğü ele alış biçimi ile çok sevdiğim kitaplardandır.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bende sizin gibi düşünüyorum. Çok kısa sürede, çok şey öğrenilebilir :)

      Delete
  3. Favorilerim arasında bir kitap... Sevgiler...

    ReplyDelete
  4. Bu kitapta mı yasaklanmış zamanında :) Ne kadar acı aslında. Yazarlar yöneticilerini doğrudan eleştiremediği için hayvan kahramanlar üzerinden yazdıkları hikayelerle eleştirmişler. Ne yazık ki yöneticiler üzerine alınmış ve romanı bile yasaklamış. İroniye bak :)

    Notumu aldım...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yasaklanan kitaplara baktığımızda hep aynı sebepler zaten. Özellikle güçlü olanı eleştiriyorsan çok şansın yok. Kitabı da yazarı da zor günler bekliyor demek. Geçmişte bunun çok örneği var ne yazık ki :(

      Delete
    2. İste zeka burada devreye giriyor. Mesela George Orwell hayvan çiftliğinde dönemin yöneticilerini domuz olarak betimliyor. Yazar hem cesur hem zeki hemde kurnazca davranarak devrin yöneticisini abondene ediyor. Ben bu duruma hem hayran kalıyorum hem de gülüyorum. :)

      Delete
    3. Hayvan Çiftliği gerçekten çok zekice yazılmış bir kitap. Yazıldıkları dönemler göz önüne alındığında gizliden gizliye ancak bu şekilde kaleme alınabilirdi diye düşünüyorum. Bu şekilde değil de olduğu gibi yazılmış olsaydı bu eserler aynı etkiyi bırakırmıydı pek emin değilim :)

      Delete
    4. Etkili olurmuydu ayrı bir konu ama yazamazlardı. Linç edilirlerdi.

      Delete
  5. Ben de okumuştum ama zamanında yasaklandığını öğrenince şaşırdım. Paylaşım için teşekkür ederim.Çok sevgiler

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bende yasaklandığını ilk öğrendiğimde şaşırmıştım ancak ayrıntılı bilgiye de sahip değilim. Bir ara ayrıntılı bir şekilde araştırmam lazım. Yorumun için ben teşekkür ederim :)

      Delete
  6. Benim de okumak istediğim kitaplardan :)) Sipariş yaparken, sepetime ekleyip, sonra çıkarmıştım. Keşke alsaymışım :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Mutlaka okuyun Kağıt Salıncak. Zaten bir iki saat de okunabilecek bir kitap :) Size kattıkları ise çok daha fazla olacaktır.

      Delete
  7. ayyyy çook severiim. sen de sevmişsiiin sevindiiiim :) bak şey de var mesela "momo" :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bende çok severek okudum deep :) Momo da okumayı çok istediklerimden en kısa zaman da okumak istiyorum :)

      Delete
  8. uzun çok uzuzn zaman oldu sanırım okuyalı , tekrarlamak isterim de kitaplıkta var mı bir bakalım :D

    ReplyDelete
    Replies
    1. Varsa elinde tekrarla derim Kitap Eylemi. Ben bu güne nasıl okumamışım diyorum. :)

      Delete

Facebook

Subscribe