Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Friday, January 20, 2017
YAZAR: İlhami Algör
YAYIN EVİ: İletişim Yayınları
SAYFA SAYISI: 59
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, uzun süredir kapak tasarımıyla dikkatimi çeken kitaplardandı. Kitabın kapağında ve içerisinde yer alan resimler bence kitabın bu derece ilgi görmesinde önemli etkenlerden. Kapak ve Sayfa tasarımları Suat Aysu tarafından yapılmış. Kapak resmi ise Seda Mit'e ait. Hikaye ise sadece 59 sayfadan oluşuyor. İnce bir kitap olmasına rağmen, kolay anlaşılabilen bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bu aşamada bana göre öncelik verilmesi gereken kitabın anlatımdaki farklılıklarını yakalamaya çalışmak olduğunu düşünüyorum.
FAKAT MÜZEYYEN BU DERİN BİR TUTKU KONUSU
Konusuna gelecek olursak kahramanın Müzeyyen'e olan aşkını, birlikte yaşadıkları günleri ve ayrılıklarını konu alıyor. Yazmaya bir türlü başlayamadığı kitabı ve Müzeyyen'e olan aşkı hikayede ön plana çıkıyor. Müzeyyen ile ilgili kahramanımızın anlattıklarından daha fazlasını bilmesek de zor ve kolay beğenmeyen bir kadın olduğunu anlıyoruz. Kahramanın yazmaya çalıştığı hikayelerin Müzeyyen tarafından beğenilmemesi ne derece zor ve kolay beğenmeyen biri olduğunu ispatlar nitelikte.
Anlatıcımız Müzeyyen ve ufaklık diyerek isimlendirdiği kızı ile birlikte yaşamaktadır. Müzeyyen her an an kaçıp gidebilecek biridir ve anlatıcımız da bir gün terk edileceğini çok iyi bilmekte ve belkide bu korkuyla yaşamaktadır. Müzeyyen bir gün gerçekten gider ve kahramanımız onu durdurmak ile gitmesine izin vermek arasında kalır.
Son kısımlara doğru hikaye daha çok netlik kazanıyor. Kahramanımızın kovulan bir film montajcısı olduğunu, Müzeyyen ile tanışma hikayelerini ve ayrıntıları öğreniyoruz.
BENİM YORUMUM
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku,olay örgüsü, kurgusu, betimlemeleri, resim tasvirleri ve kullanılan imgeleriyle farklı bir metin ve anlaşılması zor kitaplardan. Özellikle olay örgüsü üzerine bir anlatımın olmaması dikkat çekiyor. Yazarın farklı bir yazım tekniği var ve uzun cümleler, karmaşık yazı teknikleri kullanıyor. Bu durum tanıklık ettiğimiz düşüncelerin sürekli değişmesine neden oluyor. Bu nedenle de hikayenin birden çok okunması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu şekilde hikayenin ve anlatılmak istenenlerin iyi bir şekilde anlaşılabileceğine inanıyorum. Aynı şekilde hikayenin aslında bizlerin alışık olduğu ilişkilerden biraz farklı ele alınıyor olması hikayeyi sevmemde ve yeterli bulmamda en büyük etken.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, özellikle mekanlarıyla da ön plana çıkan hikayelerden. Beyoğlu, İtalyan Yokuşu, Tophane, İstiklal, Karaköy, Dolmabahçe gibi mekanlarda gezdiriyor okuyucusunu ve bu mekanları dolaşırken mekanlara farklı anlamlar yüklüyor. Sadri Alışık ve replikleri hikayede çok önemli bir yere sahip. Kahramanımız kendisini Sadri Alışık tarafından canlandırılan karakterlere benzetiyor. Hikayede geçen şarkı sözleri de hikayenin gidişatında önemli rol oynuyor.
YAYIN EVİ: İletişim Yayınları
SAYFA SAYISI: 59
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, uzun süredir kapak tasarımıyla dikkatimi çeken kitaplardandı. Kitabın kapağında ve içerisinde yer alan resimler bence kitabın bu derece ilgi görmesinde önemli etkenlerden. Kapak ve Sayfa tasarımları Suat Aysu tarafından yapılmış. Kapak resmi ise Seda Mit'e ait. Hikaye ise sadece 59 sayfadan oluşuyor. İnce bir kitap olmasına rağmen, kolay anlaşılabilen bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bu aşamada bana göre öncelik verilmesi gereken kitabın anlatımdaki farklılıklarını yakalamaya çalışmak olduğunu düşünüyorum.
FAKAT MÜZEYYEN BU DERİN BİR TUTKU KONUSU
Anlatıcımız Müzeyyen ve ufaklık diyerek isimlendirdiği kızı ile birlikte yaşamaktadır. Müzeyyen her an an kaçıp gidebilecek biridir ve anlatıcımız da bir gün terk edileceğini çok iyi bilmekte ve belkide bu korkuyla yaşamaktadır. Müzeyyen bir gün gerçekten gider ve kahramanımız onu durdurmak ile gitmesine izin vermek arasında kalır.
Son kısımlara doğru hikaye daha çok netlik kazanıyor. Kahramanımızın kovulan bir film montajcısı olduğunu, Müzeyyen ile tanışma hikayelerini ve ayrıntıları öğreniyoruz.
BENİM YORUMUM
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku,olay örgüsü, kurgusu, betimlemeleri, resim tasvirleri ve kullanılan imgeleriyle farklı bir metin ve anlaşılması zor kitaplardan. Özellikle olay örgüsü üzerine bir anlatımın olmaması dikkat çekiyor. Yazarın farklı bir yazım tekniği var ve uzun cümleler, karmaşık yazı teknikleri kullanıyor. Bu durum tanıklık ettiğimiz düşüncelerin sürekli değişmesine neden oluyor. Bu nedenle de hikayenin birden çok okunması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu şekilde hikayenin ve anlatılmak istenenlerin iyi bir şekilde anlaşılabileceğine inanıyorum. Aynı şekilde hikayenin aslında bizlerin alışık olduğu ilişkilerden biraz farklı ele alınıyor olması hikayeyi sevmemde ve yeterli bulmamda en büyük etken.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, özellikle mekanlarıyla da ön plana çıkan hikayelerden. Beyoğlu, İtalyan Yokuşu, Tophane, İstiklal, Karaköy, Dolmabahçe gibi mekanlarda gezdiriyor okuyucusunu ve bu mekanları dolaşırken mekanlara farklı anlamlar yüklüyor. Sadri Alışık ve replikleri hikayede çok önemli bir yere sahip. Kahramanımız kendisini Sadri Alışık tarafından canlandırılan karakterlere benzetiyor. Hikayede geçen şarkı sözleri de hikayenin gidişatında önemli rol oynuyor.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku aynı zaman da film uyarlaması olan kitaplardan. 2014 yılında Çiğdem Vitrinel tarafından çekilmiş Erdal Beşikçioğlu ve Sezin Akbaşoğulları gibi isimler yer alıyor.
Hikayenin beğeneni çok olduğu kadar beğenmeyeni de çok ve film içinde bu durum geçerli. Film çok daha iyi diyen bir kesim olduğu gibi hikayeye göre yetersiz bulan bir kitle de var. Ben ise filmi izlemedim. Bu nedenle bir yorumda bulunamam ancak kitabı yukarıda söylediğim nedenlerden dolayı belkide, yeterli buldum.
Hikayenin beğeneni çok olduğu kadar beğenmeyeni de çok ve film içinde bu durum geçerli. Film çok daha iyi diyen bir kesim olduğu gibi hikayeye göre yetersiz bulan bir kitle de var. Ben ise filmi izlemedim. Bu nedenle bir yorumda bulunamam ancak kitabı yukarıda söylediğim nedenlerden dolayı belkide, yeterli buldum.
13 comments
Film,güzeldi ama kitabını bilmiyorum...
ReplyDeleteKitabı da güzeldi :) Benim için.
DeleteUzun zamandır okumak istediğim bir kitap. Sevgiler...
ReplyDeleteOkursanız umarım beğenirsiniz :)
Delete59 sayfalık bir kitaptan film çıkarabiliyorlarsa bu başlı başına başarıdır zaten. İlginç
ReplyDelete:) Kesinlikle öyle :) Filmi nasıl bilmiyorum ama en yakın zaman da bende izlemek istiyorum :)
DeleteOkudum, tavsiye edilebilir. Güzel kitap
DeleteZevkine güvendiğim bir arkadaşım filmi çok seveceğimi söylemişti. Kitabı okumadım. Bazen biri beğeniliyor, diğeri aynı etkiyi yaratmıyor. Ama okumayı da isterdim.
ReplyDeleteOkumanı tavsiye ederim :) Film hakkında bir şey diyemem ama kitabı sevdim diyebilirim :)
DeleteUzun süredir aklımda. Bir alsam hemen okuyacağım biliyorum da :) Kitabı okumadan filmi de izlemek istemiyorum tabi.
ReplyDeleteİlk kitabı okumanı tavsiye ederim :) Filmi izledikten sonra kitabı okumak çok daha zor geliyor insana :)
Deleteİlginç bir kitaba benziyor, ben daha önce rastlamamıştım açıkçası, merak ettim, farklı anlatımları okumayı zihin açıcı buluyorum, sırf bu yüzden bile okunmalı bence, sevgileR:)
ReplyDeleteGerçekten ilginç bir kitap. Hikayesi ve anlatımıyla. Zaten çok kısa, bu nedenle bir iki saati bile bulmaz bitirmen. :)
Delete