Uyanış
Monday, July 09, 2018
Uyanış, Scott Sigler üçlemesinin ilk kitabı. Go kitap tarafından basılan kitap çok uzun süre adından söz ettirmişti ve bende bu ilginin sonucunda okumaya karar vermiştim. Uyanış ve serinin ikinci kitabı olan Kaçış'ı birlikte aldım ve en yakın sürede serinin ikinci kitabını da okumayı planlıyorum.
Uyanış, akıcı, hızlı okunan ve büyük puntolu bir kitap olmasına rağmen çok uzun zamanda okuduğum kitaplardan biri oldu. Günde sadece bir iki bölüm okuyarak ilerledim. Bu nedenle belki çok etkilendiğimi söyleyemem. Kesinlikle kötü değildi ama mutlaka okuyun gibi bir şey demem pek mümkün gözükmüyorum. Umarım serinin ikinci kitabı olan Kaçış fikrimi değiştirir.
UYANIŞ KONUSU
Em, o gün doğum günü olduğunu bilerek bir tabutta acı içinde uyanır ve tabuttan güçlükle çıkmayı başarır. Tabuttan çıktığında ise içinde çocukların olduğu kendisininki gibi tabutların olduğunu görür. Tabutları açarak çıkmalarına yardım eder. Tabutların bir çoğunda ise ölü bedenlerle karşılaşırlar.
Yaşlarından çok daha büyük bedenlerle uyanan bu çocuklar, geçmişleriyle ilgili neredeyse hiç bir şey hatırlamazlar. Oraya nasıl geldikleri, tabutun içine nasıl girdikleri, aileleri, arkadaşları, isimleri dahi hafızalarında yoktur.
Em bu gurubun lideri seçilir ve oldukları yerden kurtulmanın bir yolunu bulmalıdır. Diğer yandan lider olmak isteyenlerle mücadele etmesi gerekir. Açlık, susuzluk, korkuyla mücadele etmek zorunda kalırlar. Lider olmak kolay olmaz ve en doğru kararları vermeli, hayatta kalmanın bir yolunu bulmalıdır.
BENİM YORUMUM
Büyük bir acı ile bir tabutun içinde uyanıyorsunuz ve geçmişinize dair hatırladığınız tek şey o gün doğum gününüz olduğu. Böyle anlatınca gayet ilgi çekici ve farklı bir hikaye var aslında. Ama bana kalırsa bu farklılığa rağmen sürükleyicilikten uzaktı. Ancak bu kitap için genelde çok olumlu yorumlar okudum ve tamda bu nedenle bu kitabı okumaya karar vermiştim. Bu tarz kitapları okumaya yeni yeni başladığım için belki tam olmuyor bende. Bu beğenmediğim anlamına gelmiyor elbette, sadece büyülenmedim yada beni çok etkilemedi diyebilirim. Serinin ikinci kitabında hikayenin içine tamamen girebilirim ve gerçekten çok daha güzel şeyler söyleyebilirim umarım.
Çok fazla karakter vardı bu durumdan ben çok fazla hoşlanmadım. Aslında çok karakter etrafında dönen kitaplardan genel olarak hoşlanmıyorum. Bu kitapta ise çok karakter olsa dahi 5-6 karakter çok daha fazla ön plana çıkıyor. Aynı zamanda hikayenin anlatıcısı da olan Em karakterini bende birçok kişi gibi sevemedim. Liderlik tavırları ve egoistliğin tavan yaptığı bir karakter kendisi.
Kitabın türü Korku-Gerilim olarak geçiyor. Bilim Kurgu ve Distopik türünü de içinde barındırıyor. Bu türü sevenler ve farklı şeyler arayışında olanlara önerebilirim.
Go kitap tasarımını çok beğendim. Bu kitabı okumaya karar vermemde aynı şekilde çok etkili olmuştur. Mıknatıslı kapaklar ilgimi çekmişti açıkçası ama şimdi çok bir işlevi yokmuş gibi geliyor. Ama farklı olanı tebrik etmeli elbette.
Bol kitaplı günler olsun..
Uyanış, akıcı, hızlı okunan ve büyük puntolu bir kitap olmasına rağmen çok uzun zamanda okuduğum kitaplardan biri oldu. Günde sadece bir iki bölüm okuyarak ilerledim. Bu nedenle belki çok etkilendiğimi söyleyemem. Kesinlikle kötü değildi ama mutlaka okuyun gibi bir şey demem pek mümkün gözükmüyorum. Umarım serinin ikinci kitabı olan Kaçış fikrimi değiştirir.
''Bir okurun şaşırmak için tek bir şansı vardır.diyerek bitiriyor kitabını yazarımız. Bu durum üzerine neyi ne kadar yazmam gerektiğini bilmiyorum açıkçası. Bazen yazmamam gerekenleri yazabiliyorum galiba ve umarım bu defa aynı olmaz. Olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım.
Eğer twitter kullanıcı veya blog yazarıysanız, eğer yorumlar ve paylaşımlar yapıyorsanız, lütfen ağızınızdan bir şey kaçırmayın. Siz, sürprizi kaçmadan bu öykünün keyfini çıkarma şansı buldunuz. Aynı şansı başkalarına da tanırsanız çok sevinirim.''
UYANIŞ KONUSU
Em, o gün doğum günü olduğunu bilerek bir tabutta acı içinde uyanır ve tabuttan güçlükle çıkmayı başarır. Tabuttan çıktığında ise içinde çocukların olduğu kendisininki gibi tabutların olduğunu görür. Tabutları açarak çıkmalarına yardım eder. Tabutların bir çoğunda ise ölü bedenlerle karşılaşırlar.
Yaşlarından çok daha büyük bedenlerle uyanan bu çocuklar, geçmişleriyle ilgili neredeyse hiç bir şey hatırlamazlar. Oraya nasıl geldikleri, tabutun içine nasıl girdikleri, aileleri, arkadaşları, isimleri dahi hafızalarında yoktur.
Em bu gurubun lideri seçilir ve oldukları yerden kurtulmanın bir yolunu bulmalıdır. Diğer yandan lider olmak isteyenlerle mücadele etmesi gerekir. Açlık, susuzluk, korkuyla mücadele etmek zorunda kalırlar. Lider olmak kolay olmaz ve en doğru kararları vermeli, hayatta kalmanın bir yolunu bulmalıdır.
''Beni kontrol altına almaya çalışıyor, bunun için de dini kullanmak istiyordu. Din yalnızca bir güç sözcüğü değildi, sözcüğün kendisi güç demekti.''
''Kimseden çıt çıkmadı. Bizler çocuktuk; Birinin bize ne yapacağımızı söylemesi gerekiyordu. İşler bu şekilde yürürdü.''
''Yetişkinler... bize aldırış etmiyordu. Neye inandığımıza, neyi savunduğumuza, nelerden hoşlandığımıza, kimi sevdiğimize, ne düşündüğümüze aldırış etmiyordu. Onlar sadece kendilerinin bir kopyasını istiyordu. Onlar sonsuza kadar yaşayabilmek için çocukları öldürmekten çekinmiyorlardı.''
''Dil, matematik, bilim, yetenekler... Bunlar bir zihin çatısıdır. Bizi biz yapan, deneyimlerimizdir. Bireysel kimlikler, olayları kavrayışımızı, olaylar karşısında verdiğimiz tepkileri ve hislerimizi şekillendirir.''
BENİM YORUMUM
Büyük bir acı ile bir tabutun içinde uyanıyorsunuz ve geçmişinize dair hatırladığınız tek şey o gün doğum gününüz olduğu. Böyle anlatınca gayet ilgi çekici ve farklı bir hikaye var aslında. Ama bana kalırsa bu farklılığa rağmen sürükleyicilikten uzaktı. Ancak bu kitap için genelde çok olumlu yorumlar okudum ve tamda bu nedenle bu kitabı okumaya karar vermiştim. Bu tarz kitapları okumaya yeni yeni başladığım için belki tam olmuyor bende. Bu beğenmediğim anlamına gelmiyor elbette, sadece büyülenmedim yada beni çok etkilemedi diyebilirim. Serinin ikinci kitabında hikayenin içine tamamen girebilirim ve gerçekten çok daha güzel şeyler söyleyebilirim umarım.
Çok fazla karakter vardı bu durumdan ben çok fazla hoşlanmadım. Aslında çok karakter etrafında dönen kitaplardan genel olarak hoşlanmıyorum. Bu kitapta ise çok karakter olsa dahi 5-6 karakter çok daha fazla ön plana çıkıyor. Aynı zamanda hikayenin anlatıcısı da olan Em karakterini bende birçok kişi gibi sevemedim. Liderlik tavırları ve egoistliğin tavan yaptığı bir karakter kendisi.
Kitabın türü Korku-Gerilim olarak geçiyor. Bilim Kurgu ve Distopik türünü de içinde barındırıyor. Bu türü sevenler ve farklı şeyler arayışında olanlara önerebilirim.
Go kitap tasarımını çok beğendim. Bu kitabı okumaya karar vermemde aynı şekilde çok etkili olmuştur. Mıknatıslı kapaklar ilgimi çekmişti açıkçası ama şimdi çok bir işlevi yokmuş gibi geliyor. Ama farklı olanı tebrik etmeli elbette.
Bol kitaplı günler olsun..
8 comments
Mıknatıslı kapak nasıl oluyor? Koskoca yazıdan bunu çıkarmam da komik ama:) Soru bir yana anlattıklarınızdan kitabı sevmeyecekmişim gibi bir his edindim. Ama umarım siz ikincisini seversiniz. Elinize sağlık, sevgiler:)
ReplyDeleteNasıl anlatsam bilemedim şimdi :)) pek bir özelliği olmayan birşey bana göre :)) senin bu seriyi seveceğini bende pek düsünmüyorumm:))
DeleteGo Kitap'ın benim de en sevdiğim özelliği yan kapak tasarımı. Ve okumak istediğim serilerden. Keyifli okumalar.
ReplyDeleteUmarım seversin seriyi :))
DeleteKonusu ilginçmiş ama sürekleyici olmadığı için okumayacağım sanırım, elimde sürünür yoksa :))
ReplyDeleteseveni çok aslında bilemiyorum. Serinin ikinci kitabını da almıştım.:)) Belki fikrim değişir :))
Deletene ilginç konu yaaa :)
ReplyDeleteKonusu ilginç kesinlikle :))
Delete