Milena'ya Mektuplar - Franz Kafka
Saturday, October 14, 2017
Kitap Kafka'nın büyük aşkı Milena'ya yazdığı mektuplardan oluşuyor. Kafka'nın ölümünden sonra yakması için arkadaşına verdiği mektuplar, arkadaşı tarafından kitap haline getirilmiş.
Sadece Kafka'nın Milena'ya gönderdiği mektuplara yer verilirken, Milena'nın mektuplarının nerede olduğu bilinmiyor. Bu nedenle bir tarafı eksik kalıyor bu hikayenin ve tek taraflı oluşu anlaşılmayı güç kılıyor. Sadece Kafka'nın mektuplarından oluşması biraz okumayı zorlaştırıyor. Bir yere kadar Milena'nın yazdıklarını tahmin etmeye çalışıyoruz.
Milena ve Kafka 1920 yılında tanışıyorlar. Milena bir çevirmen ve gazeteci olarak Kafka'nın öykülerini Çekçe'ye çevirirken ilişkileri arkadaşça başlıyor ve zaman içerisinde büyük bir aşka dönüşüyor. Milena'nın bir muhabirle evli olması, Kafka'nın ise birlikte yaşayacakları evi bile tuttuğu Julie ile nişanlı olması ilişkilerini yasak aşk yapıyor.
Milena ve Kafka'nın mektuplaşmaları yaklaşık 5 yıl sürüyor. Bu süre içerisinde sadece 3 kez görüşüyorlar. Mektuplarında hemen hemen her konuda konuşuyorlar. Özellikle farklı zamanlarda ikisinin de verem hastası olmaları sık sık mektuplarında yer buluyor. Bazı günler birkaç kez mektup gönderirlerken birbirlerine, bazen günlerce konuşmadıkları oluyor. Özellikle Kafka'nın sürekli değişen ruh hali, kararsızlıkları, karamsarlığı, güvensizlikleri hayatı hakkında farklı yönlerini öğrenmemize neden oluyor.
Kafka nişanlısından ayrılıyor ancak Milena kocasını bırakamıyor. Milena'nın arada kalmışlığı kocası ve Kafka arasında gelip gidişleri, mektuplarını okuyamasak da Kafka'nın yazdıklarından kendini belli ediyor. Birbirleri olmadan yapamadıkları gibi bir araya gelmemek için de özen gösteriyorlar. Milena ve Kafka arasında geçenler günümüzde sıradan gibi gelsede yazıldığı dönem düşünüldüğünde tutkulu bir aşk öyküsü aslında. Tutkulu bir yasak aşkta diyebiliriz.
Kafka'nın kendine özgü üslubu bu mektuplarda fark edilse de, yazılış amacı çok farklı olduğu için edebi değeri sorgulanamaz diye düşünüyorum. Mektuplarının yakılmasını istediğine göre hiç bir zaman ortaya çıkmasını istememiş olsa gerek. Bu şekilde kitap haline getirilmesi ne derece doğru bilmiyorum ama iyi ki okumuşum diyerek bitiriyorum.
En önemli eseri kabul edilen Dönüşüm hakkındaki düşüncelerime buradan ulaşabilirsiniz.
Sadece Kafka'nın Milena'ya gönderdiği mektuplara yer verilirken, Milena'nın mektuplarının nerede olduğu bilinmiyor. Bu nedenle bir tarafı eksik kalıyor bu hikayenin ve tek taraflı oluşu anlaşılmayı güç kılıyor. Sadece Kafka'nın mektuplarından oluşması biraz okumayı zorlaştırıyor. Bir yere kadar Milena'nın yazdıklarını tahmin etmeye çalışıyoruz.
Milena ve Kafka 1920 yılında tanışıyorlar. Milena bir çevirmen ve gazeteci olarak Kafka'nın öykülerini Çekçe'ye çevirirken ilişkileri arkadaşça başlıyor ve zaman içerisinde büyük bir aşka dönüşüyor. Milena'nın bir muhabirle evli olması, Kafka'nın ise birlikte yaşayacakları evi bile tuttuğu Julie ile nişanlı olması ilişkilerini yasak aşk yapıyor.
Milena ve Kafka'nın mektuplaşmaları yaklaşık 5 yıl sürüyor. Bu süre içerisinde sadece 3 kez görüşüyorlar. Mektuplarında hemen hemen her konuda konuşuyorlar. Özellikle farklı zamanlarda ikisinin de verem hastası olmaları sık sık mektuplarında yer buluyor. Bazı günler birkaç kez mektup gönderirlerken birbirlerine, bazen günlerce konuşmadıkları oluyor. Özellikle Kafka'nın sürekli değişen ruh hali, kararsızlıkları, karamsarlığı, güvensizlikleri hayatı hakkında farklı yönlerini öğrenmemize neden oluyor.
Kafka nişanlısından ayrılıyor ancak Milena kocasını bırakamıyor. Milena'nın arada kalmışlığı kocası ve Kafka arasında gelip gidişleri, mektuplarını okuyamasak da Kafka'nın yazdıklarından kendini belli ediyor. Birbirleri olmadan yapamadıkları gibi bir araya gelmemek için de özen gösteriyorlar. Milena ve Kafka arasında geçenler günümüzde sıradan gibi gelsede yazıldığı dönem düşünüldüğünde tutkulu bir aşk öyküsü aslında. Tutkulu bir yasak aşkta diyebiliriz.
Kafka'nın kendine özgü üslubu bu mektuplarda fark edilse de, yazılış amacı çok farklı olduğu için edebi değeri sorgulanamaz diye düşünüyorum. Mektuplarının yakılmasını istediğine göre hiç bir zaman ortaya çıkmasını istememiş olsa gerek. Bu şekilde kitap haline getirilmesi ne derece doğru bilmiyorum ama iyi ki okumuşum diyerek bitiriyorum.
''Senin var olduğunu ve senin olduğun yerde, bütün öteki şeylerin yok olduğunu anlatmaya çalıştım.''
''Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?''
''Ah Milena Ah! Üstümdeki paltoyu dahi taşımaya üşenirken ben, bu dünyanın yükünü sırtımda nasıl taşıyayım?''
En önemli eseri kabul edilen Dönüşüm hakkındaki düşüncelerime buradan ulaşabilirsiniz.
22 comments
Ben dönüşüm kitabını okuduktan sonra anlamıştım ki kafka gerçektende farklı bir yazar. Dünya ya farklı bir pencereden bakıyor o. O yuzden kafkanın iç dünyasına yolculuk edebilmek ümidiyle okumuştum milenaya mektupları. Aradığımıda fazlasıyla buldum. Kitabı çok guzel anlatmışsınız. Kaleminize sağlık. Saygılarımla. Vesselam...
ReplyDeleteÇok teşekkür ederim :) Mektuplarının yakılmasını isterken kitap haline getirilmesi çok daha içten yapıyor kafkayı. Sadece içinden geçenleri yazması ve bizimde okuyabilmemiz büyük şans :)
DeleteKafka'dan okuduğum ilk kitaptı :)) Romanlarını okurken Kafka'yı anlamama yardımcı olmuştu. Hala zaman zaman açıp işaretlediğim yerleri okuyorum: "Yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene yanımda yürümüştün" ne kadar da naif :))
ReplyDeleteBende bu kitabından sonra okuduğum kitaplarını başka bir gözle okuyacağım :) bu mektuplardan etkilenmemek mümkün değil :)
DeleteBenim de okuduğum ikinci kitabı oldu. İlk fırsatta okumanı isterim :)
ReplyDeletebu aşkın hikayesini televizyonda Kafka'yla ilgili bir programda dinlemiştim, çok etkileyiciydi, kitap da öyledir eminim, sevgiler:)
ReplyDeleteEvet öyle :) Kafka'yı anlamak için okunmalı bence :)
DeleteBu kitap bende de var. Hem Kafka'nın kaleminden olduğu için hem de mektup türünü çok sevdiğim için okumak istiyorum.
ReplyDeleteVarsa okumanı isterim. Kafka'nın diğer kitaplarından bir şekilde onu tanıyoruz veya tanıdığımızı düşünüyoruz. Ancak bu kitap da Kafka bir başka :)
Deletebir türlü okumaya fırsat bulamadığım bir eser. sürekli orda burda görüyorum içimde gidiyor ama inşallah finalde okuyacağım yorumun öz ve güzeldi ellerine sağlık :)
ReplyDeleteTeşekkürler :) bende geç kalanlardanım :) inşallah okursun en kısa zaman da :)
DeleteBu kitap fazla popüler oldu değil mi? :)
ReplyDeleteNeyse, iyi günler ve ben de bekliyorum bloguma diyerek kapatıyorum:)
Evet popüler kitaplardan. Hak ediyor ama :)
DeleteSık sık geliyorum zaten :))
sanırım bu kitabını okumadım , okudum mu ki , ya da birileri çok mu methetti :D
ReplyDeleteHer yerde görmen mümkün :) bende çok sık görüyorum ve sadece merakından okumaya başlamıştım :)
DeleteKafka ile Milena arasında ki hikayeyi daha önce okumuştum aslında ama insan birbirlerine nasıl hitap etmişler, o dönemin aşkları nasılmış okumak istiyor. Merak işte 😁
ReplyDelete:) sadece kafka'nın yazdığı mektuplar var bu kitapta ve bizde kafka'nın milena'ya yazdıklarını okuyabiliyoruz. Yinede kafka'nın aşkı okunmalı:)
DeleteSon dönemin popüler kitaplarından ...
ReplyDeleteGüzel bir tanıtım olmuş , elinize sağlık
Teşekkür ederim. Haklısın her yerde görmek mümkün :)
DeleteBende okumayı ne kadar çok istesem de Kafka'nın o adamı bayıltan,baygınlık geçirten üslubundan dolayı hep erteliyorum bu kitabı.Acele mi etsem .:))şuanda kafam çok karıştı :))
ReplyDeleteO baygınlık geçirten üslübu burada var. Hatta biraz daha fazla olabilir :) O nedenle mutlaka oku falan diyemedim sana. :)) Sen bilirsin :)))
DeleteMilena'ya Mektupları okurken, keşke Milena'nın cevapları da olsaydı diye düşündüm. Milena'nın bu mektupları saklaması, Max brod'un da yayınlanmasını sağlaması çok güzel.
ReplyDelete