Başar Başarır'ın İlk Romanı Sibop
Monday, February 06, 2017
Başar Başarır'ın öykü kitaplarından sonra çıkardığı ilk romanı olan Sibop, Can yayınları tarafından çıkarılan 327 sayfalık bir roman. Romanın 1. basımı çok kısa süre önce yani Ocak 2017 tarihinde çıktı.
Başar Başarır yayımlanmış öykü kitaplarıyla ve aldığı ödüllerle zaten bildiğiniz, tanıdığınız isimlerden. Kent Kitabı (1992), Eski şehrin Ayazı (1996), Nedir Hayat (2000), Getirin O Günleri Yakalım Bu Öyküleri (2003), Çıktığınız Hevesle İniniz (2004), Düzenboz (2012), Teklifinizle İlgilenmiyorum (2013) yıllar içerisinde yayınlanan öykü kitapları.
SİBOP KONUSU
Sibop, doğma büyüme Cihangirli Orhan'ın yani Sibop Orhan'ın ağzından anlatılan bir hikaye. Orhan hukuk fakültesini bitirmesine rağmen, mesleği ile ilgili herhangi bir şey yapmayı tercih etmediği gibi başka bir amacı da olmayan bir karakter. Hayatta olan ablası Nebahat ile yaşıyor. Birde hayattaki tek akrabaları olan halaları var.
Hayatına bir kadının girmesiyle yaşamında bir çok şey değişiyor. Aslı ile feyste tanışıyorlar. İlişkileri öylesine hızlı ilerliyor ki kısa bir süre sonra Aslı'yla evleniyor. Orhan evliliğinden sonra kendisini bambaşka bir hayatın içinde buluyor. Aslı ise yurt dışından yeni gelmiş, Türkçeyi bozuk konuşan, güzel bir kadın.
Aslı'nın babasından kalan miras, yeni evli çifttin başına bela oluyor. Bir anda ülkenin en güçlü inşaat şirketi, mafya, diğer ortaklar hatta kiralık katiller babasından kalan tiyatro binası için kapılarına dayanıyor. Orhan ve Aslının başına gelenler hukuksuzluğun günümüzde nasıl da normalleştiğini gözler önüne seriyor.
Sibop, geçmişi ve bugünü paralel şekilde anlatan bir roman. Bu nedenle hikayede geçmişten ve bugünden bir çok karakter var. Geçmişten Şule, kardeşi Tarik, Aslının babası Kerim, Oruç gibi karakterlerin hayat hikayesini okuyoruz. Onların hayatları bir tiyatro binasında geçiyor. Egolar, yalanlar, hırslar göz önüne seriliyor. Güç, Para, Şöhret uğruna yok olan dostluklar, arkadaşlıklar..
BENİM YORUMUM
Sibop, okuyucuyu gülümseten romanlardan. Orhan'ın iç dünyasından etkilenmemek mümkün değil. Özellikle bu bölümlerde tamamen konuşma dili kullanılıyor. Birazcık küfür ve argo kelimelere de yer veriliyor. Bu anlamda okuru doğal bir anlatım bekliyor. Yazar, Orhan'ın iç dünyasını anlatırken diğer bölümlerden farklı bir anlatım sunuyor. Orhan karakterinin dünyaya, aileye, kadın-erkek ilişkilerine bir erkek olarak bakış açısı ve gözlemleri hikayeyi çok daha fazla anlamlı hale getiriyor.
Hiç kuşkusuz benim en sevdiğim karakter Sibop Orhan'dı. Ancak Aslı da bozuk Türkçesi ile beni gülümseten karakterlerin başında geldi. Roman başladı ve bitti ama Aslı doğru tek bir cümle kuramadı. En ciddi olması gereken yerlerde bile yaptığı hatalar benim de anlam zehirlenmesi yaşamama neden oldu. Bir süre sonra bende alıştım, anlamaya başladım Aslı'yı.
Roman da geçmişten ve bugünden bir çok karaktere yer veriliyor olsa da anlam karmaşasına neden olmuyor. İlk sayfalarda benim gibi anlamakta zorluk çekebilirsiniz ama bu durum çok uzun sürmeyecektir. Bunun nedeni de zaman geçişlerinin yerinde yapılması olsa gerek.
''Zaten'' kelimesinin asıl anlamını öğrendim Başar Başarır sayesinde. Üstelik çok da mantıklı geldi. Bir çok okur da takılı kalmış bu kelimeye zaten.
Birde romanı okumaya başladığım ilk sayfada karşıma çıktı.
Son olarak Sibop, okuduğunuz için pişmanlık duymayacağınız, eğlenerek, gülerek okuyacağınız romanlardan. Ancak detaylarda saklı olan anlamı da bulup çıkarmak lazım. Evrensel bir sorun söz konusu. Yıkılmaya çalışılan bir tiyatro salonu mu? Daha fazla güç, daha fazla para üzerine bir de ölüm korkusu eklenince...
Başar Başarır yayımlanmış öykü kitaplarıyla ve aldığı ödüllerle zaten bildiğiniz, tanıdığınız isimlerden. Kent Kitabı (1992), Eski şehrin Ayazı (1996), Nedir Hayat (2000), Getirin O Günleri Yakalım Bu Öyküleri (2003), Çıktığınız Hevesle İniniz (2004), Düzenboz (2012), Teklifinizle İlgilenmiyorum (2013) yıllar içerisinde yayınlanan öykü kitapları.
SİBOP KONUSU
Sibop, doğma büyüme Cihangirli Orhan'ın yani Sibop Orhan'ın ağzından anlatılan bir hikaye. Orhan hukuk fakültesini bitirmesine rağmen, mesleği ile ilgili herhangi bir şey yapmayı tercih etmediği gibi başka bir amacı da olmayan bir karakter. Hayatta olan ablası Nebahat ile yaşıyor. Birde hayattaki tek akrabaları olan halaları var.
Hayatına bir kadının girmesiyle yaşamında bir çok şey değişiyor. Aslı ile feyste tanışıyorlar. İlişkileri öylesine hızlı ilerliyor ki kısa bir süre sonra Aslı'yla evleniyor. Orhan evliliğinden sonra kendisini bambaşka bir hayatın içinde buluyor. Aslı ise yurt dışından yeni gelmiş, Türkçeyi bozuk konuşan, güzel bir kadın.
Aslı'nın babasından kalan miras, yeni evli çifttin başına bela oluyor. Bir anda ülkenin en güçlü inşaat şirketi, mafya, diğer ortaklar hatta kiralık katiller babasından kalan tiyatro binası için kapılarına dayanıyor. Orhan ve Aslının başına gelenler hukuksuzluğun günümüzde nasıl da normalleştiğini gözler önüne seriyor.
Sibop, geçmişi ve bugünü paralel şekilde anlatan bir roman. Bu nedenle hikayede geçmişten ve bugünden bir çok karakter var. Geçmişten Şule, kardeşi Tarik, Aslının babası Kerim, Oruç gibi karakterlerin hayat hikayesini okuyoruz. Onların hayatları bir tiyatro binasında geçiyor. Egolar, yalanlar, hırslar göz önüne seriliyor. Güç, Para, Şöhret uğruna yok olan dostluklar, arkadaşlıklar..
BENİM YORUMUM
Sibop, okuyucuyu gülümseten romanlardan. Orhan'ın iç dünyasından etkilenmemek mümkün değil. Özellikle bu bölümlerde tamamen konuşma dili kullanılıyor. Birazcık küfür ve argo kelimelere de yer veriliyor. Bu anlamda okuru doğal bir anlatım bekliyor. Yazar, Orhan'ın iç dünyasını anlatırken diğer bölümlerden farklı bir anlatım sunuyor. Orhan karakterinin dünyaya, aileye, kadın-erkek ilişkilerine bir erkek olarak bakış açısı ve gözlemleri hikayeyi çok daha fazla anlamlı hale getiriyor.
Hiç kuşkusuz benim en sevdiğim karakter Sibop Orhan'dı. Ancak Aslı da bozuk Türkçesi ile beni gülümseten karakterlerin başında geldi. Roman başladı ve bitti ama Aslı doğru tek bir cümle kuramadı. En ciddi olması gereken yerlerde bile yaptığı hatalar benim de anlam zehirlenmesi yaşamama neden oldu. Bir süre sonra bende alıştım, anlamaya başladım Aslı'yı.
Roman da geçmişten ve bugünden bir çok karaktere yer veriliyor olsa da anlam karmaşasına neden olmuyor. İlk sayfalarda benim gibi anlamakta zorluk çekebilirsiniz ama bu durum çok uzun sürmeyecektir. Bunun nedeni de zaman geçişlerinin yerinde yapılması olsa gerek.
''Zaten'' kelimesinin asıl anlamını öğrendim Başar Başarır sayesinde. Üstelik çok da mantıklı geldi. Bir çok okur da takılı kalmış bu kelimeye zaten.
''Bizim en kıymetli aile mirasımız. Soyadına kayıtlı bir mücevher. Anam ''sen zaten'' diye başlamaya görsün, dünyayı babamın başına yıkana kadar susmazdı. Adamcağız gözümüzün önünde büzüşür, küçülür, yok olurdu. Bi ''zaten'' de neler gizlidir bilir misiniz? Bütün sorulmamış hesaplar. Ses çıkarılmamış hatalar. Hoş görülmüş, görmezden gelinmiş, katlanılmış her türlü yanlış. Sonradan ortaya çıkan mahsurlar... Kapı aralığında komşu teyzelerden öğrenilen ve kişiyi kıskançlığa boğan bi dedikodu. Zaten demek doldum ben demek, alakasız mevzuları bi araya getirip başından aşağı şimdi boşaltıyorum demek. Görülecek hesabımız var, hiçbirini unutmadım, bana yutturamazsın... Sen zaten...''
Birde romanı okumaya başladığım ilk sayfada karşıma çıktı.
Şimdi sürekli ''Şimdi düşünüyorum da, mı acaba?'' diyerek dolaşıyorum ortalıkta.
Son olarak Sibop, okuduğunuz için pişmanlık duymayacağınız, eğlenerek, gülerek okuyacağınız romanlardan. Ancak detaylarda saklı olan anlamı da bulup çıkarmak lazım. Evrensel bir sorun söz konusu. Yıkılmaya çalışılan bir tiyatro salonu mu? Daha fazla güç, daha fazla para üzerine bir de ölüm korkusu eklenince...
22 comments
Bu kitap karşıma çıkıyordu sürekli...
ReplyDeleteNe konusu hakkında bir fikrim vardı, ne de yazarı...
Anlatımın iyi olmuş, değerlendireceğim ;)
Beğenirsin diye düşünüyorum :) Ben çok eğlendim okurken :)
DeleteKitabın adı da çok ilginç :))
ReplyDeleteevet ilginç bir ismi var :)
DeleteÇok keyifli anlatmışsın kitabı... Zaten'in anlam açıklamasına bayıldım. Düşününce gülümsedim. E doğru bu:) Sevgiler...
ReplyDelete:) Eğlencesi, gülümseten ve düşündüren bir kitap :) Zaten'in anlamı beni de çok eğlendirmişti :) Daha içerisinde neler var neler :)
Deleteadı farklıymış konusu da farklı duruyor. lisetedeki diğer kitaplardan fırsat kalır da umarım okuyabilirim bunuda. sevgilerimle :)
ReplyDeleteUmarım okuyabilirsin :) Tavsiye edilir :)
DeleteBu kitabın Can Yayınları'ndna çıktığını gözlerimle okumasam inanmazdım herhalde. Evet, can yayınları beyaz kapağından vazgeçeli çok oldu ama böyle bir kapak daha önce görmemiştim. değişik olmuş :-)
ReplyDeleteRoman ile uyum içinde bir kapak tasarımı :) Kitabı okuyanlar da böyle düşünüyordur diye düşünüyorum :) Bu konu da Can yayınları kendisini geliştiriyor gibi :)
DeleteYazarı duydum mu, okudum mu karar veremedim , hımm romana da göz kırparım ama , baklım artık , keyifli okumalar olsun...
ReplyDeleteEğer okursan :) Bakalım senin yorumun nasıl olacak :) Ama bence seversin.
Deletehiç okumadığım bir yazar ama bu roman da belli güzel evet olabiler :)
ReplyDelete:) benimde yazarın okuduğum ilk kitabı :) ama sevdim.
DeleteKitabı instagramda görmüştüm ben de, yazarı hiç okumadım ama merak ettim :))
ReplyDeleteBende ilk ınstagramdan karşılaşmıştım. :) Güzel kitap :)
DeleteNot Alayım ben bunu Teşekkür ederim paylaşım için Yalnız Polise romanda Grange hiç yok :) Onları,da tavsiye ederim :) Okumalısın :)
ReplyDeleteEvet aklımda olsun okuyayım o zaman :) Polisiye roman da gerçekten eksiğim. Çok sevmeme rağmen :)
DeleteGüneş merak etme bende bir çok kitapta eksiğim :( Yetişemiyorum vallahi :) Olsun yavaş yavaş ne yapalım sipariş sipariş al al kitaplara yatırım yapıyoruz :)
ReplyDeleteÖyle gerçekten :) Ah şu kitaplara verdiklerimle. Bir tutku vazgeçilmiyor işte :) Yetişmek de mümkün değil ki.
DeleteÇok hoş bir yazı olmuş. Zaten'i ben de çok sevdim. Kitabı da sevdim. Sevgiler.
ReplyDeleteTeşekkür ederim :)
Delete