Mavi Köpeğin Gözleri - Gabriel Garcıa Marquez
Tuesday, August 23, 2016
Mavi Köpeğin Gözleri, Gabriel Garcıa Marquez'in 1947 ve 1955 yılları arasında yazdığı 14 öyküsünden oluşan bir öykü kitabı. Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera Günlerinde Aşk gibi eserler ile bilinen ünlü yazarın, bu eserlerinden önce yazdığı öykülerinden oluşmaktadır. İsmini de içindeki bir hikayeden alan kitap 144 sayfadan oluşuyor.
Özellikle bu öykülerin bir ortak yanı varsa buda hiç kuşkusuz zaman kavramına hiç yer vermemesi olsa gerek. Öykülerinde masal ile gerçeklik arasında kalabiliyor ve bazen anlamlandıramıyorsunuz. Zaten bu öykü kitabının ismini dahi okuduğunuzda bir kalıyorsunuz ve tekrar okuyorsunuz. İlk okuduğunuzda zor geliyor doğrusu. Gabriel Garcıa Marpuez okuyucusu bu duyguyu iyi bilir diye düşünüyorum. İşte okuduğunuz her öykü de belki de her sayfada aynı bu hissi tekrar tekrar yaşıyorsunuz.
Gabriel Garcıa Marquez'e ait olan bu öykü kitabının içinde benim dikkatimi çeken sizinde seveceğinizi düşündüğüm bir çok öykü var. Çullukların Gecesi bu öykü kitabını okuyan birçok kişinin favorisidir sanırım. Çulluklar tarafından gözleri oyulan üç adamın hikayesinin anlatıldığı bu öykü. Yazarın Yüzyıllık Yalnızlığa dahi değişmem dediği öyküsü oluyor aynı zaman da.
Kitaba ismini de veren Mavi Köpeğin Gözleri adlı öykü ise hiç bir zaman gelmeyecek olan bir adamı bekleyen bir kadın. Tabi okuduğunuzda bu kadar basit olmadığını görüyorsunuz.
Doğduğu günden itibaren hareketsiz bir şekilde yatan. Ölüm ile yaşam arasında kalan ve en kötüsü günleri bir tabutta geçen bir gencin öyküsü var. Aynı zaman da kitaptaki ilk öykü. Belki de bu nedenle beni en çok etkisi altına alanlardan biri olduğunu söylemeliyim.
Ortak noktalardan biraz daha bahsetmek gerekirse, hiç kuşkusuz diğer bir ortak nokta Ölüm olurdu. Sonrasında ise Arafta kalan karakterler ve belirsiz olaylar. Sıradan kahramanların büyülü, masalsı, belki de aslında gerçek olan hayatları diye biliriz.
Özellikle bu öykülerin bir ortak yanı varsa buda hiç kuşkusuz zaman kavramına hiç yer vermemesi olsa gerek. Öykülerinde masal ile gerçeklik arasında kalabiliyor ve bazen anlamlandıramıyorsunuz. Zaten bu öykü kitabının ismini dahi okuduğunuzda bir kalıyorsunuz ve tekrar okuyorsunuz. İlk okuduğunuzda zor geliyor doğrusu. Gabriel Garcıa Marpuez okuyucusu bu duyguyu iyi bilir diye düşünüyorum. İşte okuduğunuz her öykü de belki de her sayfada aynı bu hissi tekrar tekrar yaşıyorsunuz.
''Geceleri uykusuzluğun iğneleri gözlerine batarken herhangi bir cazibesi olmayan, sıradan bir kadın olmayı diler olmuştu. Odanın dört duvarı arasındaki her şey kendisine düşmandı adeta. Uykusuzluğun, derisinin altına ve kafasına yayılıp ateşini yükselttiğini, saç köklerine kadar yandığını hissederek çaresizliği kapılıyordu. Sanki damarlarında minnacık ve sıcak böcekler yaşıyordu ve bunlar her gün gece yarısından sonra uyanıp fiziksel güzelliğinin bulunduğu bu bereketli balçığın içinde, dudak uçuklatan bir derialtı macerasına atılmışlar gibi oynak ayaklarını patırdatarak koşuşturuyorlardı.''
Gabriel Garcıa Marquez'e ait olan bu öykü kitabının içinde benim dikkatimi çeken sizinde seveceğinizi düşündüğüm bir çok öykü var. Çullukların Gecesi bu öykü kitabını okuyan birçok kişinin favorisidir sanırım. Çulluklar tarafından gözleri oyulan üç adamın hikayesinin anlatıldığı bu öykü. Yazarın Yüzyıllık Yalnızlığa dahi değişmem dediği öyküsü oluyor aynı zaman da.
Kitaba ismini de veren Mavi Köpeğin Gözleri adlı öykü ise hiç bir zaman gelmeyecek olan bir adamı bekleyen bir kadın. Tabi okuduğunuzda bu kadar basit olmadığını görüyorsunuz.
Doğduğu günden itibaren hareketsiz bir şekilde yatan. Ölüm ile yaşam arasında kalan ve en kötüsü günleri bir tabutta geçen bir gencin öyküsü var. Aynı zaman da kitaptaki ilk öykü. Belki de bu nedenle beni en çok etkisi altına alanlardan biri olduğunu söylemeliyim.
Portakal ağacı ve onun ekşi, serinlik veren tadı. Boyut değiştirme. Toprak yiyen karakterler. Öldüğünü ve çürümeye başladığın her anı hissetmek. Bir şekilde birbirleri ile bağlantılı olan öyküler. Bu öykülerin tamamını dikkatli bir şekilde okuyan her okur, öyküler arasındaki bağlantıları fark ettiğinde hayrete düşecek eminim.
Ortak noktalardan biraz daha bahsetmek gerekirse, hiç kuşkusuz diğer bir ortak nokta Ölüm olurdu. Sonrasında ise Arafta kalan karakterler ve belirsiz olaylar. Sıradan kahramanların büyülü, masalsı, belki de aslında gerçek olan hayatları diye biliriz.
11 comments
Gabriel Garcia Marquez de benim okumayı çok isteyip bir türlü fırsat bulamadıklarımdan :) Bir de tabi başlarsam ilk hangi kitabını seçmeliyim bilemiyorum. Tabi benim için böyle 'Kırmızı Pazartesi' gibi kısa bir kitabıyla başlamak daha iyi olur erhalde :) Bu kitabını da kesinlikle listeye ekleyeceğim. Çok güzel anlatmışsınız :) Ellerinize sağlık, sevgilerle :)
ReplyDeleteTeşekkür ederim :) Geç keşfetsemde dünyasını merak ettiğim ve okumak istediğim bir yazar oldu benim içinde :)
DeleteOkudunuz mu bilmiyorum ama Yüzyıllık Yalnızlık kitabını çoook zor bitirmiştim. Kitap bittiğinde de Gabriel sana elveda demiştim. Siz niye bu kadar övdünüz ya
ReplyDelete:)Ben Yüzyıllık Yanlızlık kitabını okumadım. Yazarın ünlü kitablarından biri olduğunu biliyorum ancak övdüğüm kitabı Mavi Köpeğin Gözleri ve gerçekten keyif alarak okuduğum bir kitabı oldu. Öykülerinin konuları ve anlatım şekli bedi etkiledi doğrusu :)
DeleteBence siz bir daha düşünün, etkilenmiş olamazsınız :))
DeleteGabriel Garcia Marquez'in şimdiye kadar üç kitabını okudum.Hepsinde ayrı bir çarpıcılık vardı ve bu tadı tekrar almaktan zevk duyacağımdan eminim.Senin anlatımının hoşluğu da ayrı bir çekti bu kitaba beni yakın sürede okurum inşaallah :)
ReplyDeleteTeşekkür ederim :) Umarım bu kitabını da beğenirsin. Ben de diğer kitaplarını en yakın zaman da okumayı düşünüyorum :)
DeleteGabo'nun Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okumuştum. Öyküleri de güzel olur.
ReplyDelete:) öyküleri de güzel gerçekten. Diğer kitaplarını da okuyabilirim umarım en kısa zaman da
DeleteYüzyıllık Yalnızlık kitabını büyük bir heyecanla almıştım ama okumakta çok zorlanmıştım. Sonu benim için hüsranla bitmişti. Bu kitap öykü kitabı ise belki dili daha kolay ve akıcıdır bilemiyorum. Ama sayenizde okuma isteği uyandı diyebilirim. :)
ReplyDeleteÖykülerinin daha akıcı olduğunu düşünüyorum. :) Yine de tarzında çok bir değişiklik beklemeyin derim. Birbirinden tuhaf hikayeler var bu kitabında da :)
Delete