Gölün Dibindeki Ev

Wednesday, May 03, 2017

Josh Malerman tarafından yazılan Gölün Dibindeki Ev çevirisini yapan Aslı Dağlı tarafından bana hediye edilen iki kitaptan biri. Kitaptan bahsetmeden önce bu tarz gerilim kitaplarını çok sık okumadığımı söylemeliyim. Daha önce blogumda yer verdiğim kitaplara da bakarsınız bunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Belki de bana gönderilen bu iki kitapla iyi bir gerilim, korku okuyucusu olurum belli mi olur. Dediğim gibi bu alanda iyi olmadığımı düşündüğüm için kitabı bu tarzdaki diğer kitaplarla karşılaştıramam ancak bende bıraktığı izlenimlerden bahsedebilirim diye düşünüyorum.

Josh Malerman Kim
Josh Malerman Amerikalı bir yazar, oyuncu ve ''The High Strung'' grubunun da solistidir. İlk kitabı Kafes ilk olarak İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanmıştır. Ülkemizde 2015 yılında basılmış ve büyük ilgi görmüştür. İkinci kitabı olan Gölün Dibindeki Ev ise İthaki yayınları tarafından Mart 2017 tarihinde basılmıştır.

Gölüm Dibindeki Ev Konusu
Gölün Dibindeki Ev, Amelia ve James adında iki çiftin hikayesini anlatıyor. 17 yaşında olan Amelia ve James, ilk randevuları için buluşuyorlar ve kanoyla gölde gezintiye çıkıyorlar. İlk randevu için farklı bir mekan seçmenin tedirginliği içerisinde mükemmel manzaranın tadını çıkarıyorlar. Çıktıkları gölden daha küçük ve sessiz diğer bir göle kadar kürek çekiyorlar ve üçüncü göle açılan bir geçit fark ediyorlar. Diğer göllere göre daha gösterişsiz ve pis olduğunu düşündükleri bir sırada suyun altında bir çatı fark ediyorlar.
''İkiside 17 yaşındaydı. İkisi de korkuyordu. İkisi de evet diyordu.''
Amelia ve James merak içerisinde göle dalıp eve bakmak istiyor. Her tarafının yosunlarla kaplandığı, çürümüş bir harabeyle karşılaşmayı bekleseler de gördükleri etkisinden kurtulamayacak kadar çok etkileniyorlar. İki katlı bir ev. Her yer yerli yerinde duruyor. Masanın üzerinde duran tabaklar, dimdik duran bir askılık, yerinde duran ampuller, ve biblolar.

Amelia ve James dalış takımlarıyla dalmaya karar veriyorlar ve zamanla ev ile aralarında bir bağ olduğuna inanmaya başlıyorlar. Evin tüm odalarına girip çıkıyorlar. Neden ve nasıl sorularını sormayı yasaklıyorlar kendilerine. Evin içerisindeki havuzun sıcaklığı, tezgahın üzerinde duran karabiberlik, duydukları ayak sesleri ve kahkahalar karanlığın içerisinde iki fenerle Amelia ve James.
''Bir kuralım var,'' dedi Amelia.''Yalnızca bir tanemi?''''Nasıl ya da neden diye sormak yok.''
Benim Yorumum
Gölün Dibindeki Ev, sadece 182 sayfa ve büyük puntolarla yayınlandığı için kısa sürede, kolaylıkla okunabilecek bir kitap. Akıcı ve sade bir anlatım söz konusu, tasvirler ise oldukça iyiydi. En azından mekanları, sesleri ve olayları kolaylıkla canlandıra biliyorsunuz. Okuması kolay ve olaylar hızlı bir şekilde, sizi sıkmadan akıp gidiyor. Bunun bir nedeni de çeviri muhakkak. Kitabın kapağı ise hikayeyi anlatıyor aslında. Bu nedenle sevdim tasarımını ve dokusunu.

Kitap baştan sona Amelia, James ve ev üzerine kurulmuş bir hikayeye sahipti. Yavaş yavaş ilerleyen bir gerilim söz konusu olsa da korku hissini fazlasıyla hissettiğiniz bir hikaye söz konusu değil. Yazarın amacı da bu değildi bana göre. Hayatlarında ilk defa aşkı bulmuş iki çift ve biraz gizem, biraz sır ve birazda merak uyandıracak olaylar.

Josh Malerman'ın ilk kitabı olan Kafes'i okumadım. Ancak çok satan kitaplar arasında olduğunu ve büyük bir ilgiyle karşılandığını biliyorum. Sosyal medya ve bloglar da  bir çok defa karşıma çıktı. Ancak tarzım olduğunu düşünmediğim için okumamıştım. En başta da söylediğim gibi gerilim ve koku tarzında kitaplar çok fazla tercihim değil. Bu nedenle mutlaka okuyun, kesinlikle tavsiye ediyorum gibi şeyler söylersem kendimle çelişmiş olurum. Akıcı, sade bir anlatım ve güzel bir hikaye ancak benim için yeterli olmadı ve eksik bir tarafı vardı diyebilirim. Siz bu tarzda kitapları seviyorsanız ve Josh Malerman'ın kaleminden de hoşlanıyorsanız fazla beklenti içine girmeden bir göz atın derim.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

20 comments

  1. gerilim severim. bunun da konusu güzelmiiş :)

    ReplyDelete
  2. Kitap da gerilimi hiç tadamıyor ben ya. Yoksa vallahi alacaktım :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Öyle bir gerilim söz konusu değildi zaten :) Dediğim gibi biraz gizem, biraz sır, birazda merak o kadar :)

      Delete
  3. Beni çok gerecek kitapları okuyamıyorum çok.Ama tabii gerilimi dozajında bırakılmışsa okuyabileceğim bir kitap olur.:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Aslında bende senin gibiyim :) Beni geren kitapları sevemedim gitti :) Ama bu arada bir yerde biraz daha. Belki okuyabilirsin :)

      Delete
  4. farklı tarzlar bazen daha keyifli okumalara sebep olabilir :D keyifli olsun

    ReplyDelete
    Replies
    1. Keyif verici olabiliyor :) Haklısın galiba. Bir yandan hakim olmadığın bir tarzda kitap yorumlamak zor ama :)

      Delete
  5. kitapta gerilimi çok severim not alınmıştır

    ReplyDelete
  6. Güzel bir hikayeye benziyor, okumak isteyebilirim bunu, kapağı da çok hoş, keyifli okumalar:)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Umarım sende seversin :) Kapağı hikayeye de uygun gerçekten :)

      Delete
  7. Konusu çok dikkatimi çekti sahiden. Okunmayan değer türden görünüyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Dikkatini çektiyse ve gerilim kitaplarını seviyorsan oku derim :)

      Delete
  8. Aynı kitabu okuyup, yorumladığımızı görmek güzel. Benim en çok ilgimi çeken kapağıydı. Bana özellikle Gaiman'ın Yolun Sonundaki Okyasnus kitabının kapağını hatırlatıyor. Elinize sağlık.

    ReplyDelete
    Replies
    1. :) Kapağı benim de çok ilgimi çekmişti. Hikayeyi iyi yansıtan kapaklardan :) Bende kitap hakkındaki yorumunu merakla okudum :)

      Delete
  9. Her yerde karşıma çıkmıştır, gerilim ilgimi çekmiştir hep sürükleyiciyse :) Ama bunda gerilimden çok olay örgüsü var yine de merak uyandırıcı, okunabilir :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Korku hissini ben hissetmedim :) Belli başlı yerlerde gerildiğim olduğu ama o kadar :) Hikaye güzeldi ama.

      Delete

Facebook

Subscribe