Korkularım mı?

Thursday, September 08, 2016

Kitaplarla yatıp kalkan birinin, her gece hiç bir şeyin hissettiremediği o kitap kokusunu içine çekerek uyuyan ve gözlerini açtığında aynı kokuyu hisseden birinin en büyük korkusu da kitaplar üzerine olur tabiki. Sizin de öyle mi bilmiyorum. Yorumlarda öğrenebileceğimi düşünüyorum. Blogumu takip eden ve yorumlarını benden esirgemeyen, çok değerli çok fazla kitap sever var biliyorum.

Diyelim ki kitaplarınız yandı kül oldu. Taşınırken verdiğiniz kargo şirketindeki kitaplarınızın tamamı ortada yok. Bir daha iyi kitap okuyamayacağınızı düşünüp deprosyana girdiniz. (Bende çok sık oluyor.) Kitaplarının tamamını okuduğunuz ve hayranı olduğunuz yazarın öleceği düşünüyorsunuz. Almayı çok istediğiniz bir kitabı hiç bir kitapçı da bulamıyorsunuz ve hiç bir yerde bulamayacağınıza inanıyorsunuz. Kitaplarınız evine sığmayacak kadar çok diyelim ki ve siz o çok sevdiğiniz kitapların bazılarını başkasına vermeye karar verdiniz. Ama ya o kişi kitaplarınıza sizin kadar iyi  bakamazsa ne olacak. Ya kitabınızın kapağının üstüne bir şey dökülürse. Yada çantanız da taşıdığınız kitabın üzerine çantanızda olan su şişesi boşalırsa. Kitabınızın son bir kaç sayfasının olmadığını kitabı okuyup son sayfalara geldiğiniz de fark ederseniz ne yaparsınız. En sevdiğiniz yazar hiç hoşlanmadığınız bir kitapla karşınıza çıkarsa. Büyük bir hevesle başladığınız romanınız çeviri ve yazım hatalarıyla dolup taşarsa. Yada bir gün okuyamaz hale gelirseniz ne olur mesela. Veya kusursuz, mükemmel kitabı bulursanız ve yerine başka hiç bir eseri koyamazsanız ne olur.

Felaket tellallığı yapmak gibi olmasın ama bunların tamamı olması da bazıları başımıza gelebilir sonuçta. Belki de gelmiştir bile. Eğer geldiyse onlara da yorumda yer verirsiniz diye düşünüyorum.

Mesela iki gün önce iki kitabımı kaybettiğimi sandım. İnanın bütün evi aradım iki gün boyunca. İlk defa basıma geldi genelde kitaplığımda durur kitaplarımın tamamı, tabi ki biri ellemediği sürece. Kitaplardan biri Orhan Pamuk Kırmızı Saçlı Kadın diğeri ise Ters Düz. Kimin olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Sonunda buldum tabi ki tam iki gün sonra.

Bir iki olayım daha var böyle. Antalya da yaşayanlar bilir mutlaka kitapçılar sokağını. Her şehir de vardır böyle yerler. İkinci el kitaplar ve korsan kitaplar satılır çoğu zaman. Bir sahafın önünden geçerken çok istediğim bir kitabı gördüm ve hemen aldım tabi. Korsan mı değil mi hiç umursamadım. Niye böyle bir şey yaptım bilmiyorum su anda düşününce. Eve geldim büyük bir hevesle başladım kitaba. Arada silik yazılar belli belirsiz yerler yok değildi tabi ama umursayan kim. Günlerce heyecanla okudum okudum sonra geldim son sayfaya ama bir baktım bitti kitap. Ama eksik kalmış gibi geldi tabi bana. İnternetten bir baktım ki okumam gereken 5 sayfa kadar daha var. Ama benim kinde yok o beş sayfa. Kitabın en heyecanlı yerlerden biri. Kitap nasıl bitti. O çok sevdiğim karakter öldü mü kaldı mı bilmiyorum tabi. Sorun su ki bugün hala bilmiyorum. İnat ettim okumadım da almadım da bir daha o kitabı. Yıllar oldu tabi bu olay olalı. Bir daha da almadım zaten orijinal olmayan kitap hiç bir şekilde.

Düşünün ki en çok satanlar listesinden, birçok kişinin beğendiği, hayranı olduğu bir kitap alıyorsunuz. Çok heveslisiniz okumaya, çok iyi hatta mükemmel bir kitap olduğunu düşünüp okumaya başlıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki baştan sona hayal kırıklığı. Kitap size göre değil, konusu, yazarın dili, beğenmiyorsunuz sevemiyorsunuz bir türlü. Kitabın size göre olmadığını anlıyorsunuz.

Bir seriye başladınız. Her şey çok güzel gidiyor. Seri mükemmel. Karakterler çok iyi. Tam size göre. Çıkarılan her kitabı okuduktan sonra heyecanla bir sonrakini beklemeye başlıyorsunuz. Ve sonra bir şey oluyor. Yazara bir şey oluyor. Yazara mı üzülseniz yoksa serinin yarım kaldığına mı. Daha da kötüsü olabilir belki seri bitiremeden biz de ölebiliriz. Bu da ihtimal dahilinde ama böyle bir şey olduğunda aklınıza gelen ilk şey yarım kalan seri olmaz diye düşünüyorum.

Seri kitaplara bir örnek daha verilebilir. Yine her şey çok güzel gidiyor. Seri mükemmel. Yine karakterler de çok iyi. Tam size göre. Yine çıkarılan her kitabı okuduktan sonra heyecan içinde bir sonrakini beklemeye başlıyorsunuz. Ve sonra bir şey oluyor. Seri satmıyor ve yayın evi seriyi durdurma kararı alıyor. Türkçeye çevirisi yapılmıyor. Yarım bırakılan bir çok kitap var öyle değil mi. Bu durum da size ne olacak.

Başıma en çok gelmesinden korktum bir diğer olay ise en çok sevdiğim kitaplarımdan birinin kapağının berbat olması. Kitap okuyorum yanında her zaman ki gibi tabi ki kahve. Sonra o kahve bir bakıyorum ki kitabımın üstüne dökülüyor. Daha kötü ne olabilir ki. Düşüncesi bile kötü. Daha önce başıma gelmedi aman bundan sonra da gelmesin. Kimsenin başına gelmesin.

Felaketler bitmek bilmiyor. Bilirsiniz çeviri önemlidir. İyi bir kitap, iyi bir roman kadar onu çeviren çevirmende önemlidir. Çeviriyi kimin yaptığına her zaman bakarız öyle değil mi. En azından iyi bir okur mutlaka bakar. Ama önceden bakmazdım ben. Bu nedenle başıma çok geldi kötü çeviri. Bu nedenle en iyi çeviriyi bulmak gerekir.

Tüm kitapları okuyamam endişesini siz de taşıyormusunuz. Tüm kitapları okuma imkanımız tabi ki yok. Bu endişe boşuna yani. Ama en azından okumak istediğimiz tüm kitapları okusak güzel olmaz mıydı. Umarım istediğimiz tüm kitapları okuyacak kadar ömrümüz olur diyelim. En azından istediklerimizi. Eksik kalmasın.

Diğer bir kararsızlığımız da önce hangisinden başlasam olsa gerek. Diyelim ki en çok istediğiniz üç kitabı aldınız peki önce hangisinden başlayacaksınız. O an hangisi size göre, o an sizi mutlu edecek hangisi gibi gibi bir çok soru ve kararsızlık anı.

Bu tüm okuyucular da mutlaka olmuştur diye düşünüyorum. Kitabın bitmemesini istediğimiz anlar mutlaka olmuştur. Bazen son on sayfayı bitmesin diye ertesi güne bırakırız ya. Çok beğendiğiniz bir kitaba rastlarsınız ve son sayfaları daha yavaş okumaya çalışırsınız.

Son olarak ise özellikle beni rahatsız eden e-book dedikleri. Bana göre olmadığını düşünmüşümdür her zaman için. Elimde olmalı kitap hissetmeliyim. Öyle daha zevkle okuduğumu hissediyorum. Denemediğimi düşünmeyin denedim ama bir iki sayfadan sonra sıkılıyorum. Olmuyor yani.

Not: Bu yazı birazcık abartılarak yazılmıştır. Bu derece takıntılı bir kişiliğe sahip olmadığımdan emin olabilirsiniz. Ama dediğim gibi sadece biraz abartıyla ve birazda öylesini yazılmıştır. 

Bunlarda İlginizi Çekebilir

12 comments

  1. Okurken bir anda tüm kötü senaryoların başıma geldiğini düşündüm o.o Gerçekten dayanılmaz bir olay olurdu sanırım bu benim için.Hiç biri başıma gelmedi ama şu an biri gelebilecekmiş gibi hissediyorum o.o
    Aslında bu yazıdan çok güzel bir mim olurmuş.(Bunu neden söyledim bilmem..)

    ReplyDelete
    Replies
    1. çok güzel mim olurmuş gerçekten:) ama o konularda pek iyi değilim sanırım :)

      Delete
  2. aslında içinde başıma gelenler de var , eskiden olsa kıyamet kopacakmış gibi gelen durumlar artık benim gözümde önemini yitirdi , sağlık olsun diyorum zira inan hiç bir şey sağlıklı olmak gibi değil . Kitap gelir , yeniden alınır , yine okunur...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Öyle tabi kide sağlık en önemlisi :) Tamamen farklı bir taraftan bakmışsın. :) Ama kitaplarda önemli ya bir şey olmasın onlara :) :)

      Delete
  3. İyi ki en alta not düşmüşsün yoksa iyi bir kitapseveri kaybettik diye düşünmeye başlamıştım. İnsanlık hali, insanın başına her şey gelebilir ama olmamışı olmuş gibi düşünüp dertlenmek niye?. Hiç derdim yok napıyım diyorsan bendekilerden göndereyim bir kaç tane :)

    Eğer alınmazsan e kitap konusundaki düşünceni çeşitlendirmek istiyorum. E kitap elbette kitap kokusu ve tadını vermiyor. Ama... Benim gibi büyük şehirde yaşayıp günde iki buçuk saati serviste geçen biri için, özellikle kış aylarında sabah ve akşam karanlığında normal kitap okumak imkansız. Diğer yönden görme engelli kişiler için bir çok ekranı oku uygulaması ile çok büyük kolaylık. Yani olması iyi bir şey bence.

    Sevgiler...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok güldüm :) Gerçekten hiç derdim yokmuş gibi mi görünüyor :) Aslında bu yazı nasıl çıktı bilmiyorum. Bazen sadece öylesine yazarsınız ya :) Buda öyle oldu işte.
      E kitap konusuna gelirsem. Haklısınız böyle durumlarında kurtarıcı olduğunu düşünüyorum. Ama ben çok fazla hoşlanmıyorum sanırım. Çalıştığım dönemlerde ben de denedim ama başarılı olmadı bende. :) Ama dediğiniz gibi özellikle görme engelli kişiler için çok faydalı olduğunu düşünüyorum :)

      Delete
  4. Özellikle ilk paragrafları okurken kalbim sıkıştı, bahsettiklerinin çoğunu yaşıyorum. Mesela bazı kitaplar var hiçbir yerde bulamıyorum ama okumak için yanıp tutuşuyorum ve kitapları özlemle bekliyorum. Devamı basılmayan seriler de büyük kabus, ne yazıkki bu konuda mağdurum. :(
    Ve kitaplarıma bir şey olacak endişesi.. onları her şeyden çok koruyorum. :D
    Okurken yazıda tamamen kendimi buldum, abartı demişsin ama ben bunları ciddi ciddi yaşıyorum. Kitapsever olmak böyle galiba. :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. :)) Ama biraz abartı gerçekten. Sürekli bu endişelerle yaşamak zor olsa gerek. Zor aslında bazen bende de oluyor. :)

      Delete
  5. ay kıız ne şom ağızlısın he ne depresif hayaller :)))
    ama herkesin başına da gelebilir.benim formasyona giderken yanıma aldığım kitaplarımın tamamı bir bavul dolusu kitap bir gece emanette kalınca ıslanmıştı.bir gün sonra istanbul'dan elazığ'a gidince bavulu açınca gördüm gözlerim doldu.çok sevdiğim özel olarak yazarından satın aldığım bir kitapta vardı içinde mahfolmuştu:( kütüphanem yansa,çalınsa,kargoda kaybolsa ilk iş bir haftalık koma sonrası :) bol bol ağlamak olurdu sanırım Allah başa vermesin.ama yine de ne var ne yoksa hepsini yeniden satın alırdım.
    korsan kitap alıyorum ben kimseye söyleme taam mıı :) ağrı'da bir kitapçım var zaten ağrı'da bir tek kitapçı var :) orjinalin yanında daha çok korsan getiriyor.ama ağrı'yı da okumaya böyle böyle alıştırmış.kitapta eksik,bozuk falan olunca değiştiriyor.gayet güzel yani kitapları.kapaktan anlaşılıyor daha çok korsanlığı yani.
    neyse ya eller yukarı mimlendin :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bavulundaki kitapları okurken için gitti doğrusu :( Çok kötü bir durum. Böyle şeyler hep başımıza geliyor sanırım :)
      Eğer bulunduğun şehirde çok da fazla kitapçı yoksa haklısın sanırım. Değiştiriyorsa da sorun yok sanırım.Ama benim bulunduğum şehirde çok fazla kitapçı var ve istediğim kolay bir şekilde uygun fiyata bulabilirim. Üstelik korsan kitapla arasında çok bir fiyat farkı da olmuyor. Bazen daha ucuza bile bulabiliyorum :)
      Bu arada hemen geliyorum :)

      Delete
  6. yine mükemmel bir yazı senden. ya o eski sokağı biliyom antalyada ivit gitmiştim. o beş sayfayı bi daha okumadın ha. ivit benzer korkularımız var ama sende biraz çok gibi sanki. bu yazına bayıldım. koycam bloguma bugünlerde :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim deep. Bu yorumların beni hep mutlu ediyor :) Evet bende biraz çok sanırım ve biraz abartılarak yazılmış bir yazı :))

      Delete

Facebook

Subscribe