İki Yeşil Susamuru - Buket Uzuner - Kitap Yorumu

Tuesday, February 02, 2016


YAZAR: Buket Uzuner

YAYINEVİ: Everest Yayınları

SAYFA SAYISI: 384

Kitabın kapağını kaldırdığınızda bir ön söz karşılıyor sizi ve Nilsu Baran ismindeki otuzlu yaşlarındaki bayanın hayat hikayesini  bazı isimlerin ve mekan isimlerinin yazar tarafından değiştirildiği gerçek bir hikayeyi okuyorsunuz.

Elinde kendi hayat hikayesinin bulunduğu bir dosyayla yazardan hikayesini bir romana çevirmesini istemiş ve ortaya bu roman çıkmıştır.

Nilsu 14 yaşındayken annesi başka bir adama aşık olur evlerini ve babasını terk eder. Nilsu ve kardeşinin tüm hayatını etkileyecek günleri de bu şekilde başlar.
Annesinin terk edişi, doktor olan babasının girdiği bunalım sonucu bütün zamanını ofisinde geçirmesi hatta evlerine neredeyse hiç gelmemesi Nilsu ve küçük kardeşi Cem'i her geçen gün içlerinde büyüyen terk edilmiş duygusuyla yaşamaya iter. Bu dönemde bu iki kardeşe sahip çıkan hala bir evleri olduğunu hissettiren tek kişi ise anneannesidir. Beğin kanaması sebebiyle öldüğü güne kadar da evinin kapısı torunlarına hep açık olmuştur.

Kısa bir süre sonra babasının hayatında Selin adında genç bir mimar olduğunu ve aynı evi paylaştıklarını öğrenmiştir Nilsu. Kendine güvenen, hoşgörülü, başarılı, kendi ayakları üzerinde durabilen Selin ilk tanıştıkları günlerde Nilsu'nun hoşlanmadığı biri olmuş kimseyle paylaşamadığı babasını elinden tamamen aldığını düşünmeye başlamıştır. Annesinin ve Babasının barışacaklarını düşünürken Selinin hayatlarına girmesi ve bu ihtimali tamamen kaldırması ondan nefret etmesini sağlamıştır uzun bir süre ancak Selini tanıdıkça ve onunla zaman geçirdikçe Selin, Nilsunun hayatında çok önemli bir yere gelir ve çok iyi arkadaş olurlar. Babasıyla ve Selin ayrılıp farklı hayatlar kurduğunda dahi yaşamı boyunca iletişimini kesmediği bir arkadaşa dönüşmüştür.

Annesinin ise Fikret adındaki bir iş adamıyla evlenmesi Nilsu ve Cem' i umursamadan hayatına devam etmesi ise istedikleri anne sevgisine bir kere bile hissedemeden yaşamalarına sebep olmuştur.Bu dönem de okulunda Amerikan Edebiyatı öğretmenliği yapan Mike hayatına girer. Nilsu'nun annesinin intihar ettiğini söylediği yalanıyla başlayan hikayeleri Mike babasının da intihar etmesinden dolayı oluşan intihar takıntısıyla birleşince aralarındaki yaş farkına rağmen sevgili olurlar. Üniversiteye başladığı yıl Mike hayatından çıkacaktır ancak çok uzun yıllar mektuplarla birbirlerinin çok yakın arkadaşı olmayı da başaracaklardır. Nilsu hayatına aldığı diğer kişilerle de arasında büyük yaş farkları olacaktır. Bunun sebebi de hayatına aldığı herkes de babasını aramasıdır.

Roman da iki ana karakter olduğunu söyleyebiliriz. Romanda olaylar iki karakterin hayatlarının arasında yapılan geçişlerle anlatılıyor uzun süre sonra ise bu iki karakterin yolları bir şekilde kesişiyor.

Diğer bir karakter ise Teoman. Teoma'nın hayatındaki kuşkusun en önemli isim ise Annesi Cahide Hanım.
Annesi Cahide Hanım gençliğinde yazar veya edebiyat öğretmeni olma hayalini gerçekleştiremediği için oğlu Teomanın iyi bir yazar olmasını isteyen ve bunun için elinden gelen her şeyi çocukluğundan itibaren yapan hatta ilk çocuğu olan Nergis'i bu tutkusu yüzünden ikinci pilana atar ancak oğlunun erken evliliği ve çok genç yaşta gelen torunu yüzünden hayal kırıklığına uğramış bir kadındır.
Teoman genç yaşta bir evlilik yapmış ve eşi Zeynep tarafından Oğulları Deniz doğduktan beş ay sonra terk edilmiş çocuğuyla kalmış bir adamdır. Zeynep'e çok değer vermesine rağmen eylemci çalışmaları yüzünden hapis yatan, hapisten çıktıktan sonra ise başarısızlıklarının sebebini bile Teoman'a bağlayan Zeynep'i hayatından tamamen çıkartmak zorunda kalmıştır.
Annesinin bir gün banyoda intihar ettiğini öğrenen Teoman bundan her ne kadar etkilenmemiş gibi gözükse de zamanla bu intiharın asıl sebebini sorgular halde bulur kendisini. Ona yardım edecek tek isim ise annesinin liseden arkadaşı olan ve birbirleri hakkında çok şey bilen, her fırsatta mektuplaşan  Neyyire Gömüç adındaki yazardır.
Teoman ve Nilsu birbirlerini bulana kadar hayatlarına bir çok kişiyi alsalar da hayat bir şekilde bir araya getirir onları.
Buket Uzuner'in en beğenilen romanlarından biri olan İki Yeşil Susamuru çok şaşırtıcı bir sonla bitiyor.

Bunlarda İlginizi Çekebilir

14 comments

  1. Buket Uzuner'in merak ettiğim kitaplarından biri, konusu dışında kapağı da bana çok sevimli geliyor :))

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesinlikle okumalısın bence en güzel kitaplarından birisi:)

      Delete
  2. Beni yazi yazmaya tesvik eden yazar ve genclik yillarimin romani.

    ReplyDelete
    Replies
    1. çok akıcı bir roman bende çok beğendim. Bu güne kadar okumadığım için çok pişmanım :)

      Delete
  3. Buket Uzuner'in Nar ağacını okumak istedim. Farklı yorumlar beni uzaklaştırdı. Hiç nasip olmadı kitabını okumak akıcı bir konusu varmış. Bundan mı başlamalıyım acaba Buket Uzuner okumaya ;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. İki Yeşil Su samuru benim beğendiğim bir kitabı oldu. Beğeniceğinizi umuyorum bir denemelisiniz. :)

      Delete
  4. ay dur kumral ada okudun muuuu. bu da güzel. sen de ne doyurucu anlatıyon yaaaa valla. :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim. Sanırım biraz fazla uzun oluyor :)

      Delete
  5. Lise zamanında okuduğum bir kitaptı. İyi okumalar.

    Keşif etkinliği ile geldim, takibe alıyorum. Sevgiler.

    ReplyDelete
  6. Lise yıllarımda okuduğum bir kitaptı, hala Nilsu ismini duyduğumda, kızın liseli-genç bir görünüme sahip olduğu izlenimi uyanır bende

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ben okumak için baya geç kalanlardanım galiba :)

      Delete
  7. Ben belki 25yil olmustur okuyali. Genç bir kizdim henüz. Her kitabini severek okudum.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Çok güzel bir kitap gerçekten. Ben baya geç kalmışım okumak için. Yorumun için teşekkür ederim :)

      Delete

Facebook

Subscribe