Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez

Cuma, Nisan 07, 2017

 kırmızı pazartesi
Kırmızı Pazartesi,1981 tarihinde yayınlanan bir Gabriel Garcia Marquez kitabı. 1982 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. Yazarın yedinci kitabı ve kendisinin de çocukluğunu geçirdiği kasabada işlenen gerçek bir cinayetin anlatıldığı 106 sayfalık gizem, polisiye türünde bir roman.

KIRMIZI PAZARTESİ KONUSU (spoiler içerir)
 Hikaye Kolombiya'nın bir kasabasında geçiyor. Santiago Nasar'ın öldürüldüğü bir namus cinayeti anlatılıyor. Santiago Nasar kitabın baş kahramanı ve hikayenin kurbanı. Yirmili yaşlarda zengin ve yakışıklı bir adam. Maddi olanakları ve sahip oldukları topraklar sayesinde asilleri temsil etmekte.

Romanda ki bir diğer önemli karakter Bayardo San Roman. Kasabaya sonradan yerleşiyor. Varlıklı bir aileden geliyor. İlk geldiği günden itibaren kasabadaki herkes sahip olduklarını konuşuyor. Kasabanın en güzel kızlarından biri olan Angela Vicario çıkıyor karşısına ve o gün onunla evlenmeye karar veriyor.

Bütün kasabanın katılacağı gösterişli düğünün hazırlıkları başlıyor. Devasa bir törenle evleniyorlar. Kasabanın gördüğü en güzel düğün, şenlik havasında geçiyor. Tüm kasabalı gibi Santiago Nasar da kutlamalara katılıyor. Evlendikleri günün gecesi karısının daha önce başka biriyle birlikte olduğunu öğreniyor. Aynı gün içerisinde karısını ailesinin evine geri götürüyor. Angela Vicario aklına gelen ilk ismi söylüyor. Santiago Nasar.

İki ağabey bu olaydan sonra Santiago Nasar'ı öldürmeye karar veriyorlar. Pablo ve Pedro Vicario kardeşler karşılarına çıkan herkese Santiago Nasar'ı öldüreceklerini söylüyorlar ve bütün kasabaya bu haberi yayıyorlar. İstedikleri birilerinin onları durdurması. Ancak kasabadaki kimse gerçekten onları durdurmayı düşünmüyor. Kasabadaki bir kişi hariç herkes bu cinayetten haberdar oluyor.


''Tahmin edebiliyorum, çocuklar,'' demişti kadın da. ''Namus meselesi beklemez.''

Santiago Nasar, Angela Vicario'nun bekaretini kaybetmesine neden olan kişi olarak bütün kasabanın önünde ölmeye mahkum ediliyor. Cinayet kasabada yıllarca konuşuluyor. Angela Vicario ve ailesi kasabayı terk etmek zorunda kalıyorlar. Pablo ve Pedro Vicario kardeşler hapse atılıyor. Bayardo San Roman her şeyi olduğu gibi bırakıp kasabayı terk ediyor.


''Vicario kardeşler erkekliklerini kanıtlamışlardı, aldatılan kız kardeş de namusunu yeniden kazanmıştı.''

Kasabalı yıllarca Santiago Nasar cinayetini konuşuyor. Angela Vicario ve Santiago Nasar'ı daha önce bir kişinin dahi birlikte görmemesi, birlikte olduklarını ispatlamaları için en küçük bir ayrıntının olmaması kasabada bir çok dedikodunun çıkmasına ortam hazırlıyor. Kasabalı Angela'nın birini korumak için Santiago Nasar'ın ismini verdiği düşüncesine kapılıyorlar.

BENİM YORUMUM
Hikaye yirmi yedi yıl sonra cinayete kurban giden Santiago Nasar'ın yakın arkadaşı tarafından anlatılıyor. Santiago Nasar'ın öldürülme nedeni aslında bir çok toplumda islenen namus cinayetlerinden çok da farklı değil. Bilindik bir töre cinayeti denilebilir.

Romanın sonuna kadar kimse Santiago Nasar'ı uyarmayı düşünmüyor. Kimse kasabanın tamamı haberdar olmuşken onun haberi olmamasına ihtimal vermiyor. İnsanlar çoktan önlemini aldığı düşüncesine kapılıyor ancak bir dizi talihsiz olay Santiago Nasar'ın başına geliyor.  Hiç kimse asıl kişinin Santiago Nasar olmayabileceği düşüncesine kapılmıyor. Angela Vicario'nın söyledikleri hiç bir delile gerek duymadan bu cinayetin gerçekleşmesi için yeterli bulunuyor. 

Pablo ve Pedro Vicario kardeşler her fırsatta, karşılarına çıkan kasabalılara Nasar'ı öldüreceklerini söylüyorlar. Bunu yapmalarının amacı birilerinin onları engellemesini istemeleri. Aslında cinayeti işlemek istemiyorlar. Ancak kasaba halkı cinayete kayıtsız kalıyor. Bazıları bu iki gencin birini öldürebileceğini inanmıyor. Bazıları bu cinayetin namus için işlenmesi gerektiğine inanıyor. Burada toplum baskısı ortaya çıkıyor. Hikayede bastan sona toplum psikolojisi ve toplumsal gerçekliklerle yüzleşiyorsunuz. 

Romanda öyle ayrıntılar var ki yazara ve hikayeye hayranlık duymamak mümkün değil. Karakterlerin günlük yaşamına bakıldığında bu cinayetin işlenebilme olasılığı neredeyse imkansız. Ancak o gün cinayetin işlenmesi için tüm tesadüfler bir araya toplanıyor. Öyle çok traji komik olay bir araya geliyor ki bu kadar da olmaz diyerek okuyacağınızdan eminim.

Bana göre romanın okuyucu üzerinde bu derece etki oluşturmasının diğer bir nedeni tüm hikayenin yapılan röportajlarla ilerliyor olması. Yazar cinayeti diğer kişilerin verdiği bilgilerle aktarıyor. Hikayenin röportajlarla ilerliyor olması olayların bir çok farklı bakış açısıyla anlatılmasını sağlıyor.

Yazarın okuduğum ilk kitabı bir öykü kitabı olan Mavi Köpeğin Gözleri adlı kitabıydı. Bir öykü kitabıyla başlamış olmama rağmen yazarın diğer kitaplarını da okumam gerektiği düşüncesine kapılmıştım. Kırmızı Pazartesi beklediğim gibi sürükleyici ve etkileyici bir anlatımla hayran kaldığım romanlardan biri oldu. Romandaki ayrıntılar ve karakterleri de unutmamak lazım. Sonuç olarak bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Özellikle cinayet romanları okumayı sevenlere mutlaka okuyun diyorum.
 kırmızı pazartesi

Bunlarda İlginizi Çekebilir

23 yorum

  1. bunun filmini izleseneee o da çok iyiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmini de izlemek istiyorum :) Umarım kitabı kadar iyidir. Kitabı çok sevdim. Umarım filmi de severim :)

      Sil
  2. Seveni de sevmeyeni de olan bir kitap. Biraz ağır gittiğinden kaç kişinin bıraktığını gördü bu gözler. Ben o kategoriye girmedim neyse ki :D Güzel kitap, güzel yorum. Ellerine sağlık,sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın ağır bir kitap ama ben bu tarz kitapları seviyorum. :) Bu tarz kitaplara bir ilgim var ve bu nedenle güzel yorumlar geliyor benden :) Sende sevmişsin sevindim :) asıl ben yorumun için teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Teşekkür ederim :) Farklı bir tarzı var. Benim okuduğum ilk kitabı değil ama devamı gelecek :)

    YanıtlaSil
  4. En sevdiğim Marquez romanıdır, Yüzyıllık Yalnızlık'tan devam edin derim. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın üç kitabı daha elimde şu anda :) O zaman bir sonraki okuyacağım kitap Yüzyıllık Yalnızlık olsun :)

      Sil
  5. Okumuştum...Güzel bir kitap..

    YanıtlaSil
  6. Okuma listemde yer alan bir kitap. Yazarın bir çok kitabını okudum. Bu eksik kaldı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu da okur derim :) Bende diğer kitaplarını en kısa zaman da okuyabilirim umarım :)

      Sil
  7. Adını çok duyduğum bir kitap ama gerçek bir olaydan esinlenildiğini ve kısa olduğunu bilmiyordum, elinize sağlık, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Yazarın çocukluğunda olan bir olay :) Kısa ancak okuması öyle kolay kitaplardan değil. Umarım sende seversin :)

      Sil
  8. Bu hafta takip ettiğim bloglarda iki Kırmızı Pazartesi yorumu var. İkisi de övgü dolu. Ben kitabı yıllar önce okuduğum için detayları hatırlayamıyorum ama kitabı sevmiştim. Yazarın kitaplarını seviyorum zaten. Favorilerim Yüzyıllık Yalnızlık ve Kolera günlerinde Aşk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben daha önce Mavi Köpeğin Gözleri adlı kitabını okumuştum :) Bir iki kitabı daha var elimde okumak istediğim. YÜzyıllık Yalnızlık adlı kitabını da merak ediyorum doğrusu :) Umarın en kısa zaman da okuyabilirim :)

      Sil
  9. Ben bu kitabı uzun zaman önce görmüştüm ama almamıştım ne yazık ki. Kitap adı güzel, ilgimi çekmişti. Polisiye olduğunu bilseydim alırdım. Ama neyse ki bu yazıdan sonra almaya karar verdim ve kitapyurdu'nda sepete ekleyeceğim şimdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduktan sonraki yorumunu merakla bekliyorum o zaman :) Polisiye seviyorsan bu kitabı da seversin diye düşünüyorum :) Değişik bir tarzı ve dili var çoğu polisiye kitaplarına da benzemiyor. :)

      Sil
  10. İşleneceğini herkesin bildiği ama engellemek için kimsenin kılını dahi kıpırdatmadığı bir cinayetin öyküsü. "Santiago, neyin var?, - Beni öldürdüler Wene Hala." Benim için romandaki en etkileyici kısımlardan bir tanesiydi. Harika bir roman ve sende çok iyi yorumlamışsın, emeğine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Beni de etkileyen bir çok kısım vardı. Aslında bilindik bir töre cinayeti gibi gözüküyor. Ancak okuyanlar anlar diye düşünüyorum çok daha fazlası olduğunu :) Gerçekten harika bir roman.

      Sil
  11. iyi yazar , iyi kitap. Keyifli okumalar olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi yazar ve iyi kitap gerçekten :) Bende çok sevdim :)

      Sil
  12. Bu kitabı son zamanlarda çok sık görmeye başladım. Artık okuma zamanı gelmiştir. Yazarın zaten biri Yüzyıllık Yalnızlık iki kitabını okudum şimdiye kadar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabını da okumanı tavsiye ederim. İlk okumaya karar verdiğimde bu derece etkileyici bir kitap beklemiyordum açıkçası :)

      Sil

Facebook

Subscribe