Koşmasaydım Yazamazdım - Haruki Murakami
Pazartesi, Eylül 26, 2016
Birçok kitap blogu arkadaşımın tavsiyeleri üzerine okumak istediğim bir yazar Haruki Murakami. Öyle güzel yorumlar okudum ki kitapları hakkında bu yazarı bende okumalıyım dedirttiler bana. İlk okuduğum kitabı Kadınsız Erkekler adlı kitabı oldu. Okuduğum dönemde çıkan son kitabıydı ve konusuyla olduğu gibi kapak tasarımıyla da merak uyandırmıştı bende. Okuduğum ikinci kitabı ise Yaban Koyununun İzinde isimli kitabıydı ve konusuyla beni etkisi altına almıştı. İkinci kitabı da geçer not almıştı. Diğer blog arkadaşlarım en iyi kitabı bu olmadığını söyleyip bana güzel tavsiyelerde bulundular. Ben de bu tavsiyeler üzerine aynı zaman da en çok merak ettiğim kitabı olan Sahilde Kafka kitabını aldım. Yanında da kendisini anlattığı Koşmasaydım Yazamazdım adlı kitabını. İlk olarak Koşmasaydım Yazamazdım isimli kitabını okumak istedim. Bunun sebebi ise yazarın hayatı ile ilgili bilgi edinmek istemem ve bu kitapların nasıl ortaya çıktığını öğrenme merakı içinde olmamdı. Kitap daha çok koştuğu yıllar içerisinde yaşadıkları ve hissettiklerinden bahsediyor olmasına rağmen.
Haruki Murakami bu kitapta koşmanın hayatındaki yerini anlatıyor. Bir çok farklı mekanda ve ülkede yazdığı çeşitli notlara yer verdiği bir kitap olan Koşmasaydım Yazamazdım hayatının önemli bir dönemine ait olan anılardan oluşuyor.
Bu güne kadar birçok yarışa katılmış bir isim Haruki Murakami. Bazı sağlık sorunlarıyla karşılaşmasına rağmen neredeyse tüm yarışları bitirmeyi başarmış ve asla yarışlarda yürümemiş. Bu nedenle bir gün ölürse mezar taşına ''yazar ve koşucu; en azından sonuna kadar yürümedi'' yazılmasını istiyormuş. Dünyanın çok farklı yerlerinde yarışlara katılan bir isim olan Haruki Murakami kitabın neredeyse her sayfasında koşmanın hayatında nasıl bir yere sahip olduğunu anlatıyor.
Takım sporlarında başarılı olamadığını ve zevk almadığını söylüyor. Bu nedenle koştuğunu vurguluyor. Koşmanın da bir tutku olduğunu söylüyor. Bir yazar olarak koşmanın da yazmak gibi olduğunu söylüyor ve ikisinin de hayatındaki yerinin önemini anlatıyor.
Haruki Murakami kitabında bir roman yazmaya nasıl karar verdiğini de anlatıyor. Tarih ve Saatini dahi hatırlıyor. 1 Nisan 1978 tarihinde, öğlen 13.30 sıralarında yazmaya karar verdiğini söylüyor. Yazdığı romanla bir edebiyat dergisinin yeni yetenekler yarışmasına katılıyor. Bu yarışmaya katıldığını dahi unuttuğu bir sırada romanının son elemelere kaldığını öğreniyor. Sonra yarışmayı kazandığını öğreniyor ve Rüzgarın Şarkısını Dinle başlığı altında basılıyor.
Verdiği önemli kararlardan, hayallerinden ve hayatın ona kattıklarından da bahsediyor. Ancak en çok koşmaktan ve koşmanın hissettirdiklerini anlatıyor. New York, Atina, Hawai, Tokyo, maraton, triatlon, yarı maraton, kilometreler ve dakikalar. Katıldığı bu yarışlar zaman içinde koşucu roman yazarı olarak tanınmasına neden oluyor. Koşarken çekilen fotoğrafları dergilerde yayınlanıyor.
Son olarak bir uyarıda bulunmalıyım sanırım. Haruki Murakami kitaplarından hiç birini okumadıysanız ilk tercihiniz bu kitap olmamalı. Sadece 169 sayfa olduğu için ilk bu kitabından başlamak isteyebilirsiniz ancak bu doğru bir tercih olmaz diye düşünüyorum. Sebebi ise romanlarından çok daha farklı bir tarzda yazılmış kendisinden bahsettiği bir kitap olması. Ben bu kitabı romanlarını okuyup yazar hakkında bilgi almak istediğim için okumaya karar verdim. Bu nedenle ilk önce romanlarından başlayın.
Haruki Murakami bu kitapta koşmanın hayatındaki yerini anlatıyor. Bir çok farklı mekanda ve ülkede yazdığı çeşitli notlara yer verdiği bir kitap olan Koşmasaydım Yazamazdım hayatının önemli bir dönemine ait olan anılardan oluşuyor.
Bu güne kadar birçok yarışa katılmış bir isim Haruki Murakami. Bazı sağlık sorunlarıyla karşılaşmasına rağmen neredeyse tüm yarışları bitirmeyi başarmış ve asla yarışlarda yürümemiş. Bu nedenle bir gün ölürse mezar taşına ''yazar ve koşucu; en azından sonuna kadar yürümedi'' yazılmasını istiyormuş. Dünyanın çok farklı yerlerinde yarışlara katılan bir isim olan Haruki Murakami kitabın neredeyse her sayfasında koşmanın hayatında nasıl bir yere sahip olduğunu anlatıyor.
Takım sporlarında başarılı olamadığını ve zevk almadığını söylüyor. Bu nedenle koştuğunu vurguluyor. Koşmanın da bir tutku olduğunu söylüyor. Bir yazar olarak koşmanın da yazmak gibi olduğunu söylüyor ve ikisinin de hayatındaki yerinin önemini anlatıyor.
Koşmayı sevmesine rağmen yarışmayı sevmiyor ve yarıştığı kişinin sadece kendisi olduğunu söylüyor.''Ben koşarken yalnızca koşarım. Bir boşluğun içerisinde koşarım. Ters yönden bir ifade kullanmak gerekirse boşluğu yakalamak için koşuyorumdur belki de.''
''Dünkü kendimi biraz olsun geçebilmek ; önemli olan işte bu. Uzun mesafe koşularında geçmem gereken bir rakip varsa bu geçmişteki kendimden başka kimse olamaz çünkü.''
Haruki Murakami kitabında bir roman yazmaya nasıl karar verdiğini de anlatıyor. Tarih ve Saatini dahi hatırlıyor. 1 Nisan 1978 tarihinde, öğlen 13.30 sıralarında yazmaya karar verdiğini söylüyor. Yazdığı romanla bir edebiyat dergisinin yeni yetenekler yarışmasına katılıyor. Bu yarışmaya katıldığını dahi unuttuğu bir sırada romanının son elemelere kaldığını öğreniyor. Sonra yarışmayı kazandığını öğreniyor ve Rüzgarın Şarkısını Dinle başlığı altında basılıyor.
Verdiği önemli kararlardan, hayallerinden ve hayatın ona kattıklarından da bahsediyor. Ancak en çok koşmaktan ve koşmanın hissettirdiklerini anlatıyor. New York, Atina, Hawai, Tokyo, maraton, triatlon, yarı maraton, kilometreler ve dakikalar. Katıldığı bu yarışlar zaman içinde koşucu roman yazarı olarak tanınmasına neden oluyor. Koşarken çekilen fotoğrafları dergilerde yayınlanıyor.
''Ben rekor denemesi yapacak hırslı bir genç değilim, ne yaptığını bilmeyen bir makine de. Sınırlarımın farkında olarak biraz olsun kendi yeteneklerimi etkin şekilde kullanmayı sürdürmek isteyen, profesyonel bir roman yazarıyım, o kadar.''
Son olarak bir uyarıda bulunmalıyım sanırım. Haruki Murakami kitaplarından hiç birini okumadıysanız ilk tercihiniz bu kitap olmamalı. Sadece 169 sayfa olduğu için ilk bu kitabından başlamak isteyebilirsiniz ancak bu doğru bir tercih olmaz diye düşünüyorum. Sebebi ise romanlarından çok daha farklı bir tarzda yazılmış kendisinden bahsettiği bir kitap olması. Ben bu kitabı romanlarını okuyup yazar hakkında bilgi almak istediğim için okumaya karar verdim. Bu nedenle ilk önce romanlarından başlayın.
11 yorum
Haruki Murakmi'yi bende çok duydum ve okuma listemde var. En kısa zaman da bende okumaya başlıyacağım üstadı :))
YanıtlaSilBen yazarı da kitaplarını da sevdim :) en kısa zaman da okumalısınız bence de :)
SilHaruki Murakami sevdiğim bir yazar, bir çok kitabını okudum ve sevdim, bu nedenle bu kitabını da çok merak ediyorum ama bir türlü sıra gelmedi işte, siz de çok güzel anlatmışsınız, elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :) bu kitap yazarı tanımama ve bir kere daha hayran kalmama neden oldu. bu nedenle okuyabilirsiniz :)
Silkitap gerçekten harikaydı :) okumuştum
YanıtlaSilgerçekten öyleydi :)
SilBu yazarın tüm kitaplarını okumak istiyorum :)
YanıtlaSilBen de yazarın tüm kitaplarını okumak istiyorum :) Okuduğum her kitabı daha da merak uyandırıyor bende :)
SilYazarı hala okumadım, Sahildeki Kafka'sını çok merak ediyorum :))
YanıtlaSilBenim de en merak ettiğim kitabı sahilde kafka. Kitabın yarısındayım şimdi kısa süre sonra blogum da paylaşmayı düşünüyorum :)
SilMerhabalar,
YanıtlaSil‘’Haruki Murakami – Koşmasaydım Yazamazdım’’ kitabıyla ilgili hazırlamış olduğunuz yazı için teşekkürler. Bu kitap, benim gerçekten yazarlığa bakış açımı değiştirdi. Yazmak konusunda motivasyonumu artıran ‘’Koşmasaydım Yazamazdım’’ kitabından en sevdiğim alıntıları derlemiştim, izninizle ben de sizinle paylaşmak isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/haruki-murakami-kosmasaydim-yazamazdim-kitabindan-10-enfes-alinti/
Yazılarınızın devamının gelmesini dilerim,
selamlar ve keyifli okumalar olsun.