Sahilde Kafka - Haruki Murakami
Cuma, Ekim 07, 2016
Haruki Murakami kısa süre önce okumaya başladığım bir yazardı. Diğer blogların önerileri üzerine başlamıştım ve bu gün tüm kitaplarını okumalıyım diyorum. Özellikle Sahilde Kafka romanından sonra.
Sahilde Kafka bilindiği gibi 2005 yılında New York Times tarafından yılın en iyi romanlarından biri seçilmişti, 2006 yılında ise Frans Kafka ödülünü alan bir roman olmuştu. Ülkemiz de ise hiç kuşkusuz yazarın en bilinen ve en sevilen kitabı Sahilde Kafka. Yazar en bilenen japon yazarlardan birisi ülkemizde olduğu gibi dünyada da böyle.
Sahilde Kafka 15'inci yaş gününde evden kaçan bir çocuğun hikayesiyle başlıyor. Annesi ve ablası tarafından 4 yaşındayken terk edilen Kafka Tamura dünyaca ünlü bir heykeltıraş olan babasıyla birlikte yaşamakta. Ancak babasının çok küçükken kendisine söylediği kehanet bir an bile aklından çıkmamıştır. Bu kehanete göre Kafka Tamura babasını öldürecek, annesi ve ablasıyla cinsel ilişkiye girecektir. Bu kehanet aynı zaman da Yunan mitolojisinde Odip kehanetinin aynısıdır. Kafka Tamura boş zamanlarını kütüphanelerde ve spor salonlarında geçirmektedir. Babasından ve annesinden aldığı genlerden nefret ederek büyümüştür. Evden ayrılmasının sebebi ise üzerinde bir lanet varsa bile bunun kendi isteği ile gerçekleşmesini istemesidir. Onun için seçilen hayatı değil kendi istediği hayatı yaşamak istemektedir. Babasını öldürmüş olmasının düşüncesi, kardeşiyle sevişmesi ve annesiyle beraber olması hepsi bir şekilde gerçek olmuştur.
Nakata'nın öyküsü de baştan sona ilgi çekicidir. İkinci dünya savaşı sırasında sınıfındaki diğer arkadaşları ile birlikte mantar toplamaya gittikleri bir sırada esrarengiz bir şekilde öğrencilerin tamamı bayılır. Kısa süre içerisinde diğer öğrenciler uyanırken, Nakata uzun süre komada kalır. Nakata komadan çıktıktan sonra zihnindeki her şey silinmiştir. Yazmayı dahi unutmuş, yavaş anlayan, düşünme ve karar verme yetilerini kaybeden birine dönüşmüştür. Nakata bu dünyaya ait olan bir çok yetisini kaybetmiş olsa da, bu dünyaya ait olmayan yetiler kazanmıştır. Kedilerle konuşması, havadan balık ve sülük yağdırmayı başarması örnek olarak gösterilebilir. Aynı zaman da hikayenin baştan sona en sempatik karakterlerinden biridir.
Kafka Tamura ve Nakata hiç kuşkusuz romanın en önemli iki kahramanı. İkisinde aslında aynı amaç için, bir nedenleri olmadan yollara düşmüşlerdir. Takamatsu'ya doğru yol alan bu iki karakter bir an bile bir araya gelmemiş ve karşılaşmamışlardır. Kafka Tamura 15 yaşında bir ergenken, Nakata 60'ların da yaşlı bir adamdır.
Diğer önemli karakterlerden biri ise Oşima'dır. Oşima kadın bedenine sahip olmasına rağmen erkek ruhu taşıyan bir eşcinseldir. Aynı zaman da hemofili hastasıdır. Oşima ve Kafka Tamura bir kütüphane de tanışmışlardır. Oşima kentin özel kütüphanesinde çalışmaktadır ve Kafka Tamuraya yatacak yer ve iş konusunda yardımcı olmuştur.
Saeki hanım ise 20 yaşındayken hayatının aşkını kaybedip, o yaşta kalıp, hayatını lanetleyen bir kadındır. Duran zamanı yaşamaya başlayan bir kadın. Aynı zaman da kütüphanenin müdürüdür. İki boyut arasında yaşayan alımlı ve etkileyici biridir. Ölen sevgilisi için Sahilde Kafka adını taşıyan bir beste yapmıştır. Hayatının aşkı bir hiç uğruna ölüp gitmiştir ve Saeki hanım hep 20 yaşında kalmıştır. Saeki hanım Takamatsu'ya 25 sene sonra geri dönmüş, Komura Kütüphanesinin idaresini almıştır. Komura Kütüphanesi aynı zaman da ölen sevgilisinin ailesine aittir.
Nakata ya yardımcı olan kişi ise bir kamyon şöförüdür. Yolculuk süresi boyunca Nakata'ya yardımcı olmuş ve ihtiyaç duyduğu her şeyi karşılamaya çalışmıştır. Sakura ise Kafka Tamura'ya zor zamanlarında yardım eden bir diğer karakterdir. Sakura hikayede belki de tek normal kişidir.
Karga ise Kafka Tamura'ya hikayenin başından sonuna kadar destek olan bir iç sestir. Kafka kelimesi aynı zaman da Çekçe de Karga anlamına gelmektedir. Hikayedeki diğer bir metafor da bu üst benliktir. JohnnieWalker, Albay Sanders gibi isimlerde diğer metaforlardır. KFC'nin logusunun da yer alan Albay Sanders karşımıza arka sokaklarda kadın pazarlayan bir adam olarak karşımıza çıkmıştır.
Kedilerin ruhundan kaval yapmak isteyen ve canlı kedilerin kalbini söküp, onları yiyen bir adam olan
Johnnie Walker'ı öldürdüğünü düşünen Nataka aslında Kafka Tamura'nın ünlü bir heykeltıraş olan babasını öldürmüştür. Diğer karakterler ise 2. Dünya savaşından kalma iki askerdir. Bu iki imparatorluk askeri yaşlanmadıkları gibi savaştaki kıyafetleriyle yaşamaktadırlar. Bu iki asker sanırım yazarın savaşın karşısındaki duruşunu göstermektedir.
Bilincini yitiren çocuklar, kedilerin konuşması, gökten yağan balık ve sülükler, hayaletler, ölü kedilerin ruhundan kaval yapmak isteyen bir heykel tıraş, farklı boyutlar, zamanda seyahat, yunan mitolojisi, alt benlik, gölgeler, hayaller, yıldırımlar, teoriler, diğer dünyaya yapılan yolculuklar, kader, rüyalar ve doğa hepsi bu hikayenin içinde olan kavramlardır. Ancak bunların tamamı gerçek hayatın bir parçası gibi anlatıldığı zaman anlam kazanmakta ve ne kadar inandırıcı gelmese de yazar sizi gerçek olduğuna inandırmaktadır. Gerçek üstü olayların, hayatın içinden, olması gereken olaylar gibi anlatılması sizi etkilemektedir.
Hayal miydi, yoksa gerçek mi? Yoksa hepsi bir rüya mıydı?
Sahilde Kafka baştan sona imge, semboller ve metaforlardan oluştuğu unutulmaması gerekmektedir. Aynı zaman da doğu ve batı edebiyatının bir arada kullanılmış, japon yazar kendi kültürüne de yer vermiştir. Hikayenin bir çok yerinde müzik, şiir, resim ve romanlara yer verilmiştir. Bu ögeler hikayede çok önemli bir yere sahiptirler. Sahilde Kafka resmi, Frans Kafka(Şato, Dava, Dönüşüm, Ceza Sömürgesi), Stephen King, Charles Dickens, Tolstoy, Adolf Eichmann, Shakespear'dan Romeo ve Juliet, Macbeth, Berlioz, Goethe, Bimbir Gece Masalları, Hansel ve Gratel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Üç Küçük Domuz. Aynı zaman da bir çok müzisyenin ismi de geçmektedir romanda. John Coltrane'den My Favorite Things, Cream'dan Crossroads, Beatles, Led Zeppelin, Stan Getz, Bob Dylan, Radiohead, Beethoven, Haydn, Mozart gibi isimlere de yer verilmiştir.
Hikaye de bazı felsefelere de yer verilmiştir. Ploton'un Şölen adlı eseri, Henri Bergson'un Madde ve Bellek adlı eseri gibi örnekler verilebilir.
Hikaye trenler, otobüs garları, kütüphaneler, uçsuz bucaksız ormanlar da geçmektedir. Bu tür mekanları bir çok yazar romanlarında kullanmaktadır. Özellikle kendisini bulmak isteyen karakterler bu ve benzeri mekanlarda hayat bulmuştur Haruki Murakami de kitabında bu mekanların tamamını kullanmıştır.
Cinsellik ise hikayede önemli bir yere sahiptir ancak olması gerektiği kadar yer verilmiştir. Cinsellik ile ilgili her şey açık bir şekilde anlatılmasına rağmen yazarın dozunda kullanması nedeniyle sizi rahatsız etmemektedir. Roman kahramanının 15 yaşında bir çocuk olması da cinselliğe sık sık değinilmesinin en önemli sebebidir.
Belki de her şey Nakata'nın küçük bir çocukken geçirdiği kazada uzun süre komada kaldığı sırada gördüğü bir rüyadır.
Ben Sahilde Kafka kitabını sadece bir kere okudum. Ama bazı kitaplar vardır ya ancak tekrar tekrar bir iki defa okuduğunuzda anlaşılır olur. Sahilde Kafka da bu kitaplardan biri işte. Gözden kaçırdığım, anlamlandıramadığım bir çok yer olduğunu hissediyorum. Hikayeyi ancak bu şekilde çözebilirim sanırım.
Haruki Murakami'nin okuduğum diğer kitapları Kadınsız Erkekler, Yaban Koyununun İzinde ve Koşmasaydım Yazamazdım adlı kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
Sahilde Kafka bilindiği gibi 2005 yılında New York Times tarafından yılın en iyi romanlarından biri seçilmişti, 2006 yılında ise Frans Kafka ödülünü alan bir roman olmuştu. Ülkemiz de ise hiç kuşkusuz yazarın en bilinen ve en sevilen kitabı Sahilde Kafka. Yazar en bilenen japon yazarlardan birisi ülkemizde olduğu gibi dünyada da böyle.
Sahilde Kafka 15'inci yaş gününde evden kaçan bir çocuğun hikayesiyle başlıyor. Annesi ve ablası tarafından 4 yaşındayken terk edilen Kafka Tamura dünyaca ünlü bir heykeltıraş olan babasıyla birlikte yaşamakta. Ancak babasının çok küçükken kendisine söylediği kehanet bir an bile aklından çıkmamıştır. Bu kehanete göre Kafka Tamura babasını öldürecek, annesi ve ablasıyla cinsel ilişkiye girecektir. Bu kehanet aynı zaman da Yunan mitolojisinde Odip kehanetinin aynısıdır. Kafka Tamura boş zamanlarını kütüphanelerde ve spor salonlarında geçirmektedir. Babasından ve annesinden aldığı genlerden nefret ederek büyümüştür. Evden ayrılmasının sebebi ise üzerinde bir lanet varsa bile bunun kendi isteği ile gerçekleşmesini istemesidir. Onun için seçilen hayatı değil kendi istediği hayatı yaşamak istemektedir. Babasını öldürmüş olmasının düşüncesi, kardeşiyle sevişmesi ve annesiyle beraber olması hepsi bir şekilde gerçek olmuştur.
''Bak, Kafka Tamura, belki de dünyadaki hiç kimse özgürlüğü arzulamıyordur. Arzuladıklarını sanıyorlar sadece. Her şey bir ütopya. Eğer ellerine özgürlük gerçekten geçecek olsa, çoğu insan ne yapacağını şaşırır. Bunu aklında tut. İnsanlar aslında özgürlüklerinin kısıtlanmasından hoşlanırlar.''
Nakata'nın öyküsü de baştan sona ilgi çekicidir. İkinci dünya savaşı sırasında sınıfındaki diğer arkadaşları ile birlikte mantar toplamaya gittikleri bir sırada esrarengiz bir şekilde öğrencilerin tamamı bayılır. Kısa süre içerisinde diğer öğrenciler uyanırken, Nakata uzun süre komada kalır. Nakata komadan çıktıktan sonra zihnindeki her şey silinmiştir. Yazmayı dahi unutmuş, yavaş anlayan, düşünme ve karar verme yetilerini kaybeden birine dönüşmüştür. Nakata bu dünyaya ait olan bir çok yetisini kaybetmiş olsa da, bu dünyaya ait olmayan yetiler kazanmıştır. Kedilerle konuşması, havadan balık ve sülük yağdırmayı başarması örnek olarak gösterilebilir. Aynı zaman da hikayenin baştan sona en sempatik karakterlerinden biridir.
Kafka Tamura ve Nakata hiç kuşkusuz romanın en önemli iki kahramanı. İkisinde aslında aynı amaç için, bir nedenleri olmadan yollara düşmüşlerdir. Takamatsu'ya doğru yol alan bu iki karakter bir an bile bir araya gelmemiş ve karşılaşmamışlardır. Kafka Tamura 15 yaşında bir ergenken, Nakata 60'ların da yaşlı bir adamdır.
Diğer önemli karakterlerden biri ise Oşima'dır. Oşima kadın bedenine sahip olmasına rağmen erkek ruhu taşıyan bir eşcinseldir. Aynı zaman da hemofili hastasıdır. Oşima ve Kafka Tamura bir kütüphane de tanışmışlardır. Oşima kentin özel kütüphanesinde çalışmaktadır ve Kafka Tamuraya yatacak yer ve iş konusunda yardımcı olmuştur.
''İster gay olsun ister lezbiyen, ister heteroseksüel ister feminist, isterse faşist bir domuz yada komünist, isterse Hare Krishna'cı olsun. Ne olduğunun hiç önemi yok. Elinde hangi bayrağı salladığının hiçbir önemi yok. Benim tahammül edemediğim içi boş tipler.''
''Ben araba sürerken olabildiğince hızlı kullanırım. O hızla giderken kaza yapacak olursam, durum parmağımın ucunu hafifçe çizmekten biraz farklı olur. Aşırı kan kaybı durumunda hemofili hastasının da sağlıklı insanın da hayatta kalma şansı pek farklı olmaz. Eşitlik. Aklına bir şeyler getirmeye fırsatın olmaz, gözün arkada kalmadan ölürsün.''
Saeki hanım ise 20 yaşındayken hayatının aşkını kaybedip, o yaşta kalıp, hayatını lanetleyen bir kadındır. Duran zamanı yaşamaya başlayan bir kadın. Aynı zaman da kütüphanenin müdürüdür. İki boyut arasında yaşayan alımlı ve etkileyici biridir. Ölen sevgilisi için Sahilde Kafka adını taşıyan bir beste yapmıştır. Hayatının aşkı bir hiç uğruna ölüp gitmiştir ve Saeki hanım hep 20 yaşında kalmıştır. Saeki hanım Takamatsu'ya 25 sene sonra geri dönmüş, Komura Kütüphanesinin idaresini almıştır. Komura Kütüphanesi aynı zaman da ölen sevgilisinin ailesine aittir.
Nakata ya yardımcı olan kişi ise bir kamyon şöförüdür. Yolculuk süresi boyunca Nakata'ya yardımcı olmuş ve ihtiyaç duyduğu her şeyi karşılamaya çalışmıştır. Sakura ise Kafka Tamura'ya zor zamanlarında yardım eden bir diğer karakterdir. Sakura hikayede belki de tek normal kişidir.
Karga ise Kafka Tamura'ya hikayenin başından sonuna kadar destek olan bir iç sestir. Kafka kelimesi aynı zaman da Çekçe de Karga anlamına gelmektedir. Hikayedeki diğer bir metafor da bu üst benliktir. JohnnieWalker, Albay Sanders gibi isimlerde diğer metaforlardır. KFC'nin logusunun da yer alan Albay Sanders karşımıza arka sokaklarda kadın pazarlayan bir adam olarak karşımıza çıkmıştır.
Kedilerin ruhundan kaval yapmak isteyen ve canlı kedilerin kalbini söküp, onları yiyen bir adam olan
Johnnie Walker'ı öldürdüğünü düşünen Nataka aslında Kafka Tamura'nın ünlü bir heykeltıraş olan babasını öldürmüştür. Diğer karakterler ise 2. Dünya savaşından kalma iki askerdir. Bu iki imparatorluk askeri yaşlanmadıkları gibi savaştaki kıyafetleriyle yaşamaktadırlar. Bu iki asker sanırım yazarın savaşın karşısındaki duruşunu göstermektedir.
Bilincini yitiren çocuklar, kedilerin konuşması, gökten yağan balık ve sülükler, hayaletler, ölü kedilerin ruhundan kaval yapmak isteyen bir heykel tıraş, farklı boyutlar, zamanda seyahat, yunan mitolojisi, alt benlik, gölgeler, hayaller, yıldırımlar, teoriler, diğer dünyaya yapılan yolculuklar, kader, rüyalar ve doğa hepsi bu hikayenin içinde olan kavramlardır. Ancak bunların tamamı gerçek hayatın bir parçası gibi anlatıldığı zaman anlam kazanmakta ve ne kadar inandırıcı gelmese de yazar sizi gerçek olduğuna inandırmaktadır. Gerçek üstü olayların, hayatın içinden, olması gereken olaylar gibi anlatılması sizi etkilemektedir.
Hayal miydi, yoksa gerçek mi? Yoksa hepsi bir rüya mıydı?
Sahilde Kafka baştan sona imge, semboller ve metaforlardan oluştuğu unutulmaması gerekmektedir. Aynı zaman da doğu ve batı edebiyatının bir arada kullanılmış, japon yazar kendi kültürüne de yer vermiştir. Hikayenin bir çok yerinde müzik, şiir, resim ve romanlara yer verilmiştir. Bu ögeler hikayede çok önemli bir yere sahiptirler. Sahilde Kafka resmi, Frans Kafka(Şato, Dava, Dönüşüm, Ceza Sömürgesi), Stephen King, Charles Dickens, Tolstoy, Adolf Eichmann, Shakespear'dan Romeo ve Juliet, Macbeth, Berlioz, Goethe, Bimbir Gece Masalları, Hansel ve Gratel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Üç Küçük Domuz. Aynı zaman da bir çok müzisyenin ismi de geçmektedir romanda. John Coltrane'den My Favorite Things, Cream'dan Crossroads, Beatles, Led Zeppelin, Stan Getz, Bob Dylan, Radiohead, Beethoven, Haydn, Mozart gibi isimlere de yer verilmiştir.
Hikaye de bazı felsefelere de yer verilmiştir. Ploton'un Şölen adlı eseri, Henri Bergson'un Madde ve Bellek adlı eseri gibi örnekler verilebilir.
''Eskiden dünya erkek ve kadından değil, erkek-erkek, erkek-kadın ve kadın kadın'dan oluşurmuş. Fakat tanrı kılıcını kaptığı gibi hepsini ikiye bölmüş. Muntazam şekilde tam ikiye. Bunun sonucunda dünyada yalnızca erkek ve kadın kalmış, insanlar da öteki yarılarını bulmak için arayış içinde yaşamlarını sürdürmeye başlamışlar.''
Belki de her şey Nakata'nın küçük bir çocukken geçirdiği kazada uzun süre komada kaldığı sırada gördüğü bir rüyadır.
Ben Sahilde Kafka kitabını sadece bir kere okudum. Ama bazı kitaplar vardır ya ancak tekrar tekrar bir iki defa okuduğunuzda anlaşılır olur. Sahilde Kafka da bu kitaplardan biri işte. Gözden kaçırdığım, anlamlandıramadığım bir çok yer olduğunu hissediyorum. Hikayeyi ancak bu şekilde çözebilirim sanırım.
Haruki Murakami'nin okuduğum diğer kitapları Kadınsız Erkekler, Yaban Koyununun İzinde ve Koşmasaydım Yazamazdım adlı kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
11 yorum
Şu yazarı bir türlü okuyamadım gitti ya:) İnşallah bir kitabından başlayacağım:)
YanıtlaSilOkumalısın mutlaka :) Bir yerden başla derim :)
SilÖyle güzel bir anlatım ki kitabı görmeden benimsedim. Bu aralar yeni bir kitap arayışı içindeydim. Sanırım aradığımı buldum. Okumak için sabırsızlanıyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Umarım kitabı da beğenirsin. Benim çok severek okuduğum bir kitaptı :)
SilO akılsız Nakata'yı çok sevmiştim okurken ve
YanıtlaSilSınırın Güneyinde Güneşin Batısında ile sevmiştim Murakami'yi. Bu kitabı da var ama elim gitmedi henüz:/
YanıtlaSilBen de bir süre okumak istedim ama elim gitmemişti. Çok kalın bir kitap olmasından kaynaklı sanırım :)
SilNakata 'yı çok sevmiştim ...
YanıtlaSil:) Karakterlerin tamamı çok iyiydi :) Yazarın en iyi kitabı bana göre :)
SilCok dikkatli bir okuma olmus tebrikler.Kitap Murakami'nin tabiri caiz ise tüm kliselerine sahip.Kediler,ruyada yapılan zaman yolculuğu,gittikce absürtlesen hikaye,Şincuku istasyonu,tren yolculuğu ve daha bir cok unsur.Anlaması ve anlamlandirmasi zor bir yazar ve bir o kadar da enteresan Bende taze bitirdigim icin bu yazi supper oldu saool.:) Ayrica cok guzel olmus.:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Anlaması zor bir yazar gerçekten ancak etkisi çok güçlü. Dediğin gibi bütün kliselere sahip ancak hikayelerine inandırmayı başarıyor ve dili çok güçlü bana göre :)
Sil