Bir Hz.İbrahim Romanı/Abum Rabum

Pazar, Nisan 14, 2019

Çok uzun zamandır merak ettiğim bir İskender Pala kitabı olan Bir Hz. İbrahim Romanı/Abum Rabum bugün bitti ve hemen sizlerle paylaşmak istedim. İskender Pala'nın okuduğum ilk kitabı değil ve bu romandan sonra biliyorum ki son kitabı da olmayacak. Daha önce blogumda Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, Efsane, Şah&Sultan romanlarını sizlerle paylaşmıştır.

Abum Rabum ise bugüne kadar okuduğum İskender Pala kitaplarının en iyisiydi ve diğer kitaplarından biraz farklıydı. İlk çıktığı gün okumayı kafama koyup bu güne kadar beklettiğim ve sonunda başladığım bu roman ile ilgili aslında söyleyecek o kadar çok şey var ki.

Kitapta geçen tarihi mekanlar, tarihi olaylar, eserler, karakterler, detaylar ve yazarın kalemi nasıl bittiğini dahi anlamamanıza neden oluyor. Kitabın konusundan ise çok kısa bahsetmek istiyorum ve hiç vakit kaybetmeden okumanızı diliyorum.

ABUM RABUM KONUSU
Japonya'da asistan olarak çalışan Keiko, mezuniyet sonrası yapacağı konuşma öncesinde vücuduna saplanan bir hançer ile ölü bulunur. Ölümünün ardından bilgisayarında bulunan dosyalar, gelen bir mesaj ve tek cinayet zanlısı olan yakın arkadaşının kaçar gibi İstanbul'a gitmesi Japon Polisi'nin rotalarını İstanbul'a çevirmesine neden olur ve bir polis memuru olan Maasaki bu cinayeti çözmek için yola çıkar.

Zara ise İstanbul Arkeoloji müzesinde bulunan Sümer tabletlerinin peşindeymiş gibi görünen bir ajandır. Sümerlere ait tarihi bir dönemi araştırıyor gibi gözükse de asıl amacı çok daha farklıdır. Araştırmacı adı altında amacına ulaştığını düşündüğü anda müzede bulunan tabletlere verdiği zarar sonucunda suçlanır ve yakalanır. Zara, istihbarat komiseri olan Alperen ile olan sorguları sırasında Sümerolog Selim Hoca ile tanışır ve aralarında tuhaf bir bağ kurulur. Bu aralarındaki bağ Selim'ide bu olayların içine çeker ve Selim Hoca, Alperen, Maasaki ve Vuslat Hz. İbrahim'in yolunda yolculuklarına başlar, diğer tarafta ise Kitron, Kevin, Chris vardır. Aynı amaç için yola çıkarlar ve hepsinin tek amacı şifreleri çözüp hazineye ulaşmaktır.

''Bizdeki hoşgörü sizde olsaydı Filistin'de yahut Bosna'da, Müslüman coğrafyası ve ortadoğu ülkelerinde her gün cinayetler işlenmezdi.''Öldürmeyiniz!'' emrini ''Öldürtmeyiniz!'' biçiminde de okuyacak bir Hristiyan ve Yahudi dünyası nereden bulacağız?''

''Ur kentinde telaşlı bir gün. Bir kişi yakılacak. Bir peygamber. Padişahla peygamber karşı karşıya. Madde gücüyle mana gücü karşı karşıya. Bir tiyatro oyunu bu galiba. ateş sahnesinde oynanacak... Perde işini de alevler görecek.''

''Bugün şu bölgelerde savaşarak kanlarını toprağa akıtanlar, eve Ortadoğuludur; lakin birbirine karşı kullandıkları silahların ve mermilerin hiçbiri Ortadoğu'da üretilmemiştir.''

''Bir hocada bilgiyi öğretmesinden evvel bilmesi, üretmesi, hazmetmesi gibi şartlar aranır. Hoca evvela alim olmalı, sonra ilmiyle amel etmeli, sonra öğretmelidir. Öğrettiği şeyi hakikatiyle bilmeyen, ruhuyla yaşamayan, ondan başka bilgiler üretemeyen kişiye hoca denemez. Hocalık alimlik ile birlikte yürümezse öğrenimi ve öğretimi bir külfete dönüşür.
Bu yüzden Allah cahillere ''Niçin öğrenmediniz?'' sorusunu yöneltmeden evvel alimlere ''Niçin Öğretmediniz?'' diye soracak.''

BENİM YORUMUM
Hikaye Japonya'da işlenen bir cinayet ile başlasa da Mezopotamya da devam ediyor ve Hz. İbrahim'in  hikayesini okuyoruz. Üç büyük din olan Hristiyanlık, Yahudilik, Müslümanlık ile ilgili ise sayısız bilgi içeriyor içerisinde. Hz. İbrahim ve bu üç büyük din kitabın odak noktası ve din ile iç içe geçmiş bir polisiye kitabı okuyoruz. Kitaba ismini veren Abum Rabum ise ''Peygamberlerin Babası'' olarak çevriliyor ki buda Hz. İbrahim etrafında dönen bir hikaye olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Zelot, CIA, Mossad, MİT gibi bir çok istihbarat örgütü ve 3 ülkeyi içine alıyor hikaye. Hz. İbrahim'in kutsal hazinesinin peşinde Japonya'da başlıyor İstanbul'a, Urfa'ya ve Nemrut'un izinden Adıyaman'a kadar devam ediyor. Bu kutsal hazinenin hikayesi ise Kral Antiochos'un mezarını ve hazinesini içine alabilecek büyük ve ulaşılmaz bir Anıt Mezar yaptırmak istemesine dayanıyor.

''Şu eşikten temiz kalplilikle geçiniz, şu taşı dosdoğru atlayınız, bu  köşeden sola dönerken sabırlı davranınız, sağa dönerken dilinizi kötülüklerden korumanız, sonraki üç basamakta hoşgörüyü düşünmeniz gerekiyor. Ardından merhamet hissiyle ilerlemek, şu kayaya asla sarhoşken gelmemek, şuraya da pak ve berrak bir zihinle dokunmak ve şu keskin kulpa haddi aşmadan yapışmak gerekiyor majesteleri. Ve sonra... işte sizin zenginlikler ve hazineler dünyanız!''

Bu hikayeyi okurken üzerinde yaşadığımız toprakların yani Orta Asya topraklarının ne kadar güçlü ve zengin topraklar olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Bu toprakların Tarihinin, Sanatının ve Kültürünün neden böylesine yağmalandığını, savaşların, ölümlerin, yıkımların bitmek bilmeyen acıların altında yatan nedenleri tekrar tekrar görüyorsunuz. Bu bilgileri kulaktan dolma bilgilermiş gibi değilde gerçekliğinden emin olarak okuyorsunuz.

İskender Pala'nın mükemmel kurgusu ve harika anlatımından ise bahsetmeye gerek yoktur diye düşünüyorum. Ancak kolay kitaplardan olmadığını söylemem gerekir sanırım. O küçük ayrıntıları kaçırmak istemiyorsanız kafanızı verip okumanızı tavsiye ediyorum. Okuyucusuna çok şey katacak bir hikaye okuyacağınızı garanti edebilirim. 

Hikayenin içine serpiştirilmiş olan resimler ise kitabı çok daha gerçekçi ve zevkli hale getiriyor. Bu resimlerin tamamını en küçük ayrıntısına kadar uzun uzun inceledim ve benim için hikayeyi çok daha anlaşılır kıldığını söylemeliyim.

Bol kitaplı günler olsun...


Bunlarda İlginizi Çekebilir

10 yorum

  1. Ben İskender Pala okuyamıyrum artık,tekrar mı geliyor tarzı nedir bilemiyorum ama sen güzel anlatmışsın okumuş kadar oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimde senin gibi hissettiğim yazarlar yok değil zaman zaman :)) İskender Pala'nın okumadığım daha çok fazla kitap olmadığı için bu hisse kapılmadım açıkçası ama okuduğuklarım arasında en iyisi buydu diyebilirim.:))

      Sil
  2. hımm iyi diyosuun aklımda olsuun yaa. pala bi tane okudum güzeldi ama alışamadım diline ama okurum tabii yine deee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle iyi :)) Okuması zor yazarlardan ama benim içinde :)) Bu kitabı yinede bir başkaydı sanki:))

      Sil
  3. İskender Pala'nın bu kitabını duymamışım :D Şah ve Sultan'ını okudum sanırım sadece :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimde okuduğum kitaplarından Şah ve Sultan:)) Buda güzel ama tavsiye edilir :))

      Sil
  4. iyi akşamlaar geçerken bi uğradıım :)

    YanıtlaSil
  5. Elimde okunmamış birkaç İskender Pala kitabı var. Onları bitirince bu kitabını da okuyabilirim. Tanıtım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumanı isterim gerçekten :)) Yeni bir kitabı çıktı şimdi bende ona başlayacağım en yakın zamanda :))

      Sil

Facebook

Subscribe