Salka Valka - Halldor Laxness - Kitap Yorumu
Cumartesi, Şubat 27, 2016
Salka Valka yazıldığı dönemi eksiksiz özetleyen bir dönem romanı. Öyle ki siyasi olayları, toplumsal meseleleri ve çatışmaları, inançları, ahlaki çöküntüleri, fakirlik ve zenginliği bu hikayenin içinde bir araya getirmiş yazar.
1930 yılında yazılan 1931 yılında yayınlanan ve 1955 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Holldor Laxness'ın başyapıtı sayılan roman maalesef ki bizim ülkemizde çok da ilgi görmemiş. Nobel Edebiyat ödülünü aldıktan sonra 1957 yılında çevirisi yapılmış ancak değişen pek fazla bir şey olmamış. Ayrıca yazar Nobel ödülünü almadan önce bir de filmi yapılmış.
Roman İzlanda'nın küçük ve bir o kadar da yoksul bir balıkçı kasabasında küçük bir kız olan kitaba da ismini veren Salka ve annesi Sigurline'nin hayat mücadelesini anlatıyor.
Sigurline hizmetçilik yaptığı evin sahibinden hamile kalır. Düşüncesi bu sayede rahat bir hayat sürebilmektir ancak adam evlidir ve hiç bir şey düşündüğü gibi gitmez. Salka babasını hiç tanıyamayacaktır. Bir süre sonra Salka ve annesi birlikte güneye gitmek için yola çıkarlar. Amaçları daha rahat ve bolluk içinde yaşayabileceklerini düşündükleri Reykjavik'e yerleşmektir. Ancak yeterli paraları olmadığı için balıkçı kasabasında bir süre kalmaya karar verirler. Birinci Dünya Savaşı dönemidir. Ülkenin ekonomisi çökmüş durumdadır.
Her yanı yoksulluk kokan bu kasabada iş aramaya başlayan salka ve annesi yeni bir hayata bu şekilde başlarlar. Sigurline kısa bir süre sonra bir balıkçıyla birlikte olmaya başlar. Sadece 10 yaşında olan Salka bu adam tarafından tecavüze uğrayacaktır. Üstelik annesi tarafından da nişanlısını ayartmakla suçlanacak ve bu utançla tek başına mücadele etmek zorunda kalacaktır.
Salka'nın bu kasabada edindiği tek dostu olan Arnaldur'da okumak için kasabadan ayrılmasıyla yapayalnız kalmıştır.
Ardından annesinin hamile kalışı, çocuğunun ölmesi ve intiharıyla sonuçlanan olaylar Salka'nın tamamen yapayalnız kalmasına sebep olmuştur.
Bir çocuğun bir kadına dönüşmesini adım adım okuyoruz.Salka çalışmış ve kazandıklarıyla kendine bir hayat kurmuş bir kadına dönüşüyor. Buda yetmemiş sendika kurmuş, kapitalizmle, bolşevizmle savaşmış, insanların örgütlenmelerini sağlamıştır. Arnaldur da o günlerde kasabaya geri dönmüş ve Salka'nın ona duyduğu aşk da mücadelesine daha güçlü devam etmesine sebep olmuştur.
Roman da bahsedemediğim çok fazla olay ve ayrıntı var. Gerçekten mükemmel bir eser mutlaka okuyun.
Bir önceki kitap yorumum Ötekiler Tuncay Özkan kitap yorumuma buradan ulaşabilirsiniz.
1930 yılında yazılan 1931 yılında yayınlanan ve 1955 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Holldor Laxness'ın başyapıtı sayılan roman maalesef ki bizim ülkemizde çok da ilgi görmemiş. Nobel Edebiyat ödülünü aldıktan sonra 1957 yılında çevirisi yapılmış ancak değişen pek fazla bir şey olmamış. Ayrıca yazar Nobel ödülünü almadan önce bir de filmi yapılmış.
Roman İzlanda'nın küçük ve bir o kadar da yoksul bir balıkçı kasabasında küçük bir kız olan kitaba da ismini veren Salka ve annesi Sigurline'nin hayat mücadelesini anlatıyor.
Sigurline hizmetçilik yaptığı evin sahibinden hamile kalır. Düşüncesi bu sayede rahat bir hayat sürebilmektir ancak adam evlidir ve hiç bir şey düşündüğü gibi gitmez. Salka babasını hiç tanıyamayacaktır. Bir süre sonra Salka ve annesi birlikte güneye gitmek için yola çıkarlar. Amaçları daha rahat ve bolluk içinde yaşayabileceklerini düşündükleri Reykjavik'e yerleşmektir. Ancak yeterli paraları olmadığı için balıkçı kasabasında bir süre kalmaya karar verirler. Birinci Dünya Savaşı dönemidir. Ülkenin ekonomisi çökmüş durumdadır.
Her yanı yoksulluk kokan bu kasabada iş aramaya başlayan salka ve annesi yeni bir hayata bu şekilde başlarlar. Sigurline kısa bir süre sonra bir balıkçıyla birlikte olmaya başlar. Sadece 10 yaşında olan Salka bu adam tarafından tecavüze uğrayacaktır. Üstelik annesi tarafından da nişanlısını ayartmakla suçlanacak ve bu utançla tek başına mücadele etmek zorunda kalacaktır.
Salka'nın bu kasabada edindiği tek dostu olan Arnaldur'da okumak için kasabadan ayrılmasıyla yapayalnız kalmıştır.
Ardından annesinin hamile kalışı, çocuğunun ölmesi ve intiharıyla sonuçlanan olaylar Salka'nın tamamen yapayalnız kalmasına sebep olmuştur.
Bir çocuğun bir kadına dönüşmesini adım adım okuyoruz.Salka çalışmış ve kazandıklarıyla kendine bir hayat kurmuş bir kadına dönüşüyor. Buda yetmemiş sendika kurmuş, kapitalizmle, bolşevizmle savaşmış, insanların örgütlenmelerini sağlamıştır. Arnaldur da o günlerde kasabaya geri dönmüş ve Salka'nın ona duyduğu aşk da mücadelesine daha güçlü devam etmesine sebep olmuştur.
Roman da bahsedemediğim çok fazla olay ve ayrıntı var. Gerçekten mükemmel bir eser mutlaka okuyun.
Bir önceki kitap yorumum Ötekiler Tuncay Özkan kitap yorumuma buradan ulaşabilirsiniz.
8 yorum
Tam bir hayat mücadelesi desenize. Merak ettim okuma listeme aldım. Bakalım beni ne kadar etkileyecek
YanıtlaSilOkuduktan sonraki yorumunuzu merakla bekliyorum :)
SilDokunakli bir hikaye kitabi duymamistim. Tanitim için tesekkürler.
YanıtlaSilYorumun için ben teşekkür ederim :)
Silhiç duymadım ama okuycam bunu. konu da güzel kuzeyli edebiyatı da seviyom :)
YanıtlaSilHakkettiği ilgiyi bizim ülkemizde görememiş bir roman bana göre :) Bir denemelisin.
Silmücadele dolu bir yaşam, güzel bir yolculuk olmalı :)
YanıtlaSil:) Kesinlikle öyle. Beni çok etkilemişti okuduğumda :)
Sil