Tarık Buğra - Tanıyalım - Kim
Cumartesi, Aralık 19, 2015
Bu güne kadar blogum da okuduğum kitaplar hakkında düşüncelerimi paylaştım ancak bu süre için de farkettim ki okuduğum her kitabın arkasından yazar hakkında da araştırmalar yapıyorum. Bende bu araştırmalara blogumda da yer vermeye karar verdim. İlk yazımda da Tarık Buğrayı yazmak istedim sebebi ise Küçük Ağa romanı Tarık Buğra' nın sevdiğim bir romanı olması. Ara ara böylesine önemli yazarların hayatlarını yazmayı düşünüyorum. Tarık Buğra ilk yazar tanıtımı yazım olduğu için mutlaka eksiklikler olacaktır ancak zamanla dahada iyi olacağını umuyorum.
Üç yıllık askerlik görevi sırasında ilk roman ve piyeslerini yazdı. İlk eseri ''akümülatörlü radyo'' adlı piyesi idi.Sonrasında roman haline getirilmiş ve ismi ise ''yanlızlık '' olmuştur.
Askerlik görevini yaptıktan sonra İstanbul'a döndü ve Edebiyat Fakültesine kaydoldu.1948' de yazdığı '' oğlumuz'' adlı hikaye Cumhuriyet gazetesi yarışmasında ikinci olunca edebiyat ve basın dünyası tarafından dikkat çeken bir isim olmaya başladı.13 öyküden oluşan hikaye bu sayede yayınlandı. Çınaraltı dergisine gönderdiği '' Havuçlu Pilav Meselesi'' başlıklı hikayesi ile basın dünyasından da teklifler almaya başladı bu durumun verdiği cesaretle yazarlık hayatı başlamış oldu. Bu dönemde Edebiyat Fakültesinden de ayrılmış oldu.
1949-1952 arasında babası ile ''Nasrettin Hoca'' gazetesini çıkartmaya başladı.1950 senesinde evlendi ve evliliği 18 yıl sürdü. Bu evlilikten bir kızı oldu.
Babasını kaybetmesi üzerine İstanbul 'a geri dönen Tarık Buğra aynı yıl ikinci kitabı ''Yarım Diye Bir Şey Yoktur'' adlı hikaye kitabını yayınladı.Üçüncü öykü kitabı ise 1954 yılında yayınlanan''İki Uyku Arasında '' idi. 1955 yılında ise ilk romanı olan ''Siyah Kehribar'' idi.Bu roman çok fazla tepki çekince uzun süre roman yayımlayamadı.
1997 yılında hikaye yazarı Hatice Bilen ile ikinci evliliğini yaptı.
Piyeslerinin neredeyse hepsi sahnelendi, romanları TV dizisi haline getirildi. Ayrıca yazarın Sakıp Sabancının hayatını anlattığı''Patron'' isimli bir piyesi ve yarım bıraktığı Mehmet Akif' in hayatını anlattığı bir romanı da var.
Tarık Buğra 1991 yılında ise Devlet Sanatçısı unvanını aldı.
Kanser teşhisi ile 26 Şubat 1994 yılında hayatını kaybetti. Cenazesi Karacaahmet Mezarlığına defnedildi.
5 yorum
sen ne güzel bir okur/yazarsın! Allah seni bağışlasın çocuk!
YanıtlaSilya valla çok seviyom senin yazılarını ben. bu yazarı pek tanımıyormuşum demek ki. bir bakıyim. küçük ağa güzel diyorsun :) ayy bak ben de sana adalet ağaoğlu, demir özlü tavsiye edeyim yaa :)
YanıtlaSilKüçük ağa kitabını çok seviyorum hatta su anda birkere daha okuyorum. Tavsiyene uyucağımdan emin olabilirsin :)
SilBen de çok sevmiştim Küçük Ağa kitabını;)
YanıtlaSilKüçük Ağa çok özel bir kitap gerçekten :)
Sil